Vedat Sakman: En rahat jenerik müziğini besteledim

Vedat Sakman: En rahat jenerik müziğini besteledim
Fotoğraflar: Sinan Arslan
Öyle bir jenerik müziği bestelediniz ki marulların yıkandığı, domateslerin doğrandığı muazzam bir mutfaktan görüntüler eşliğinde bizi İkinci Bahar sofrasına dâhil ettiniz. Sizi bu projeye çeken ne olmuştu?
Mustafa Oğuz’un projesiydi. Uğur Yücel, Yavuz Turgul ve benim de çok hoşuma gitmişti bu iş. Uğur zaten çok eskiden tanıdığım arkadaşım benim. Müzik kulağı ve zevki de oldukça iyidir. Neredeyse bir yıla yakın bir hazırlık süreci oldu. Senaryo defalarca hepimiz tarafından okundu ve incelendi. Her şeyiyle planlanmış, muazzam bir işti ve yer almamam düşünce dâhilinde bile değildi.
 

İlk sezonun müzikleri size ait, değil mi?
Uğur ayrıldıktan birkaç bölüm sonra ben de bıraktım. İlk sezonun ardından fazla popüler oldu dizi ve açıkçası bizim düşündüğümüz amacın da biraz dışına çıktı. Daha arabesk bir hale dönmeye başladı. Orada da ben bıraktım.
 
Müzikleri bestelediğiniz süre boyunca nelerden ilham aldınız?
Teknoloji tabii bugünkü gibi değildi. Şimdi bilgisayarımızdan diziye ait görüntüleri görebiliyoruz. Ve neredeyse her sahneye müzik koyuyoruz. O dönemde mümkün olduğu kadar az müzik kullanırdık. Çünkü dizinin önüne geçmemesi gerekirdi şarkıların. Kaliteli yabancı dizilere bakın, eğer dizi kötüyse müzikle kurtarılmaya çalışıyordur. İkinci Bahar zamanı seçilen sahnelere iki ya da üç alternatif beste hazırlardım. Ve Yavuz Turgul’la birlikte hangilerin kullanılacağını seçerdik. Yani çok titiz bir çalışma yaptık o dizide.
 
Sizi en çok etkileyen ve müziğini kolaylıkla çıkardığınız sahne hangisiydi?
Çekimlerde gözyaşlarımızı tutamadığımız sahneler bile oldu. Hangi birini söylesem ki? Mesela Ali Haydar ve Hanım arasında aşkın oluşmaya başladığı an çok etkilemişti beni tabii. Hatta Usulca adlı şarkıyı bestelemiştim. Bugün hâlâ programlarımızda en çok istenen parçadır. Jenerik şarkısı olan Kandilli de çok popüler oldu. O kadar güzeldi ki jenerik, görüntüler arasındaki geçişler mükemmeldi. Ben de hiç bozmayıp tek bir kanun kullanmak istedim.
 

Bugün İkinci Bahar’a imza niteliğinde bir şarkı hazırlamanız isteseniz hangi enstrümanlar ağırlıkta olur?
Tabii güneydoğu ezgileri olur. O dönemde güneydoğu yöresinden çıkan ne kadar şarkıcı varsa hepsinin kasetini alıp dinlemiştim. Hâlâ evimde durur hatta. Şimdi de yine onlara başvurarak, içinde kanunun mutlaka olduğu bir şarkı bestelerdim.
 
En çok hangi sahne için müzik bestelerken zorlandınız?
Ali Haydar’ın bir oda sahnesi vardı; oldukça dramatikti. Orada epey zorlanmıştım. Bir gece yatağın kenarına oturur ve konuşmaya başlar. Oldukça uzun bir sahnedir hatta. O dönem bir şeyler yapıyor fakat bir türlü istediğim sound’u yakalayamıyordum. İyice arabesk gibi oluyordu. Bir süre sabahladığımı hatırlıyorum. Jenerik müziği ise en rahat hazırladığımdı. Dizinin naifliğini vermek için özellikle kadın bir müzisyen seçmiştik. Çok da genç bir öğrenci çaldı o kanunu.

İkinci Bahar’ın hikâyesini tek bir enstrümanla özdeşleştirecek olsanız, hangisi onu anlatır?
Güzel ve bir o kadar da zor soru (gülüyor). Bütün bir diziyi tarif edecek enstrümanı bulmak güç. Tabii ki etnik saz akla gelir ama çalışmanın genelini düşünüyorum. Aslında çok sürreal ve modern bir işti. Belki bir Orta Asya sazı ya da rebap olabilir.
 
Son olarak siz neler söylemek istersiniz?
Aradan 18 yıl geçmesine rağmen hatırlayabildim bir şeyler (gülüyor). Muazzam bir işti ve benim için de unutulmaz bir deneyimdi. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER