● Aslında hukukçu ve köşe
yazarısınız. Fakat tam 18 yıl önce kendinizi İkinci Bahar’da buldunuz.
Evet, kulağa biraz garip geliyor. (gülüyor.) Ben ilk defa Işıl Özgentürk’ün
yönettiği Seni Seviyorum Rosa filminde küçük bir rolde oynadım. Orada beni,
aynı zamanda arkadaşım olan Ziya Öztan seyretmiş. Bana Cumhuriyet filminde
Yunus Nadi rolünü verdi. Sonrasında bu yapımın casting’inde olan biri de İkinci
Bahar’daki Başkomiser Halil karakterinden bahsetti bana. İlk sezon
biliyorsunuz, Uğur Yücel yönetiyordu. Onun büyük gayretleriyle Başkomiser Halil
oldum ve rolün altından kalktım. Komiserin tipi, daha doğrusu benim tipsizliğim
çok hoşlarına gitmiş olsa gerek, normalde bir bölümde gözükecektim. Ancak
sonrasında komiserin tayini çıktı İstanbul’a, Samatya’ya ve kalıcı bir role
dönüştü.
● Peki, toplam kaç bölüm rol
aldınız?
Son bölüme kadar oynadım. Toplamda 38 bölümdü, ben de nereden baksanız 30’a
yakınında rol almışımdır.
● İlk çekim gününüzü
hatırlıyor musunuz? Hangi sahne çekilmişti?
Hatırlamaz mıyım? Hanım’ın oğlu ile Sarı Kafa beraber karakola düşmüşlerdi.
Başkomiser Halil de ikisini sorguya çekmişti.
● Nasıl bir set atmosferi
hâkimdi?
Öncelikle İkinci Bahar’ın seti muazzamdı, çok keyifliydi. Sinemamızın
büyük yıldızlarının o alçak gönüllülükleri ve samimiyetleri beni çok etkiledi.
Şölene gider gibi İkinci Bahar setine giderdim.
● Uğur Yücel sayesinde rolün
altından kalktığınızı söylediniz.
Evet, bakın; Uğur Yücel beni bile oynattığına göre düşünün ne kadar iyi bir
yönetmendi. Zaten iyi bir yönetmenin eline düştünüz mü sizi kesiyor, biçiyor ve
kusursuzca oynatıyor. Çok başarılıydı, kendisine teşekkür borçluyum
● Peki, İkinci Bahar’ı
kariyerinizden çıkarsaydık sizi yine de bir dizide izleme şansı bulur muyduk?
Ben zaten oyuncu değilim, dizilerde rol aldım ama oyunculuk başka bir şey.
İkinci Bahar sayesinde sonrasında yaklaşık 10 dizide, filmde rol aldım.
Tekrar ediyorum; kamera tipsizliğimi sevdi, o sayede Başkomiser Halil oldum. Benim
için hayatta çok keyifli anların başlangıcı oldu İkinci Bahar. İlk bölümden
itibaren izlemeye başlamış ve eşime “Bak burada değişik bir dizi var.” demiştim. İkinci Bahar, muazzam bir işti. Ve tabii bunda başta Yavuz Turgul olmak üzere
büyün ekibi katkısı vardır. Seneler sonra hâlâ insanlar hatırlıyor ve
birbirlerine anlatıyorlar. Beni de İkinci Bahar’dan bilen, hatırlayan çok.
● Türkiye’de malum meslek
erbapları hassastır. Siz de başkomiseri, devlete bağlı bir memuru
canlandırdınız. O dönem aldığınız değişik bir yorum oldu mu?
Başkomiser Halil gibi komiserler, polisler vardı. Biraz çabuk parlayan,
babacan, sevecen polisler vardı ve onlar bizim hayatımızın, mahallemizin temel
unsurlarıydılar. Maalesef bugün o polisler kayboldular. Değişik bir yorum aldım
mı; hatırlamıyorum açıkçası. Dile kolay 18 yıl geçmiş üstünden.
● En çok keyif aldığınız ve
zorlandığınız sahneler hangileriydi?
En zorlandığım sahne başlangıç sahneleriydi. Çünkü yakın planlar
çalışılıyordu. Oynadığım ilk bölümün altından kalkabildiysem bu Uğur Yücel’in
sayesindedir. En çok keyif aldığıma gelecek olursak, açıkçası hepsi öyleydi.
Unutulmazdı benim için. Çekimler Samatya’da yapılıyordu. Samatya’da Kuleli diye
bir meyhane var, oraya giderdim ve herkes sanki cidden Başkomiser Halil gelmiş
gibi karşılardı beni. Diziden sonra bir film çekimi için Foça’ya gitmiştik.
Orada da karakolun önünden geçerken polisler selama durmuşlardı “Başkomiserim
hoş geldiniz.” diye.
● Peki, şimdi İkinci Bahar ekibi yeniden toplanıyor deseler ne hissederdiniz?
Muhteşem olurdu ama malum hayatta bir kez yaşanmış şeyleri tekrar yaşamak
mümkün olmuyor. O yüzden bunu düşleyemiyorum bile.
● Setten bir hatıra aldınız
mı?
Almadım. Açıkçası almak isteseydim ne alırdım onu da bilmiyorum.
● Son set günü nasıldı?
Neşeli ama aynı zamanda hüzünlü bir atmosfer hâkimdi. Çünkü bitiyor ve
güzel bir rüya sona eriyordu. Harika bir final bölümü oldu, tadında bitti.
Zaten dizinin en önemli yanlarından biri de hem bölümlerin uzun sürmemesi hem
de 38 bölümde hikâyenin sona ermesiydi. Bu da en büyük başarı ögelerinden
olmuştur.
● İkinci Bahar’a dair son
olarak neler söylemek istersiniz?
Muazzam, unutulmaz bir diziydi. Bizlerde bıraktığı duygular zaten tarif
edilemez. Bizim yaşamımızı yansıtıyordu. Ve Başkomiser Halil de o yaşamın
içinden gelen gerçekliklerden biriydi.