İkinci
Bahar; Şimdi
yayınlansa, “dizinin özeti yayınlanıyor”denilecek bir süre boyunca yayınlanırdı. Dizi denildiği
zaman bütün geceyi alan bir yayından bahsedilmesine daha çook
vardı. İlk
bölümü 37 dakika süren İkinci Bahar dizisi, hepi topu 37 bölüm
sürmüştü. Arada
verilen aralarla birlikte 3 sezona yayılmıştı. Şener
Şen’in ilk ve son dizisi miydi bilmiyoruz. Ancak ekranlara
yakıştığı bir gerekti.
Cumhuriyet’in
75. Yılını kutladığımız 29 Ekim1998’de yayınlanmıştı ilk
bölümü. O gün, askerlerin her ilde yapılan yürüyüşlere
katıldığı ve garnizon dışı kutlamaların yaygın olduğu bir
gündü.
İlk
bölümünden sonra yayını yavaş yavaş uzayan dizi, 80 dakikalık "özel" bölümüyle final yapmıştı. Diyoruz
ya, özeti yayınlanıyor gözüyle izlerdik diziyi eğer şimdi
olsaydı. Planlar arasında büyük sıçramalar vardı. Şimdiki
gibi bir karakter yürürken her adımı ayrı ayrı gösterilmiyordu.
Sadeydi, hızlıydı.
Mesela
Tim ile Gülsüm, (o dönem) Taksim’deki Amerikan Konsolosluğu’na
gitmek için yola çıkıyorlar. Bir sahne sonra işler bitmiş
olarak dönüyorlar. Şimdiki bir dizide öyle bir yolculuk en az 10
dakika sürecektir. Karakterler vapura biner, müzik çalar, vapur
gider, inerler binenler yürürler, birbirine bakarlar, oraya
bakarlar, buraya bakarlar. Uzar da uzar...
Afet-i
Devran Neriman, İzmir pavyonlarının en debdebeli kadınıdır.
Uğruna silahlar atılmış, canlara kıyılmıştır. Karakter bunu
söyler, biz inanırız. Geçmişe dönüp uzatmak yok. Galiba
izleyicinin vaktine saygı vardı.
14
sene önce finali yapılan bu dizinin oyuncularının çoğu, bu
diziyle parladı. Adı İkinci Bahar’dı ama pek çok oyuncunun ilkbaharı
oldu. Burada görüldüler, burada tanındılar, buradan sevildiler.
Dizide
Ali Haydar’ın ilk rakibi “Kaapçı” Vakkas Resuloğlu’nu
Settar Tanrıöğen canlandırmıştı. Daha hızlı, konuşurdu
Vakkas Usta ve şirin oğlu Medet’in Ali Haydar Usta’nın kızı
Melek’ten uzak tutmaya çalışırdı.
Daha
sonra Settar Tanrıöğen yerini başka bir iyi oyuncuya Tarık
Papuççuoğlu’na bırakacaktı. Bu o dönemlerde dizilerde pek
görülmeyen oyuncu değişikliğiydi. Bizimkiler dizisi bu oyuncu
değişikliklerine başka bir örnektir. Dizide Şevket rolünü
oynayan Cihat Tamer yerini, Engin Şenkan’a; Şükrü’yü oynayan
Erdal Özyağcılar da Savaş Dinçel’e bırakacaktı.
Müzikleri
ayrı güzeldi. İnce Saz ve Vedat Sakman tarafından yapılmış bir
albümü vardı.
Yönetmen
koltuğu bir süre sonra Uğur Yücel’den alınacaktı.

Dizinin
çevrildiği dönem, Türk siyasi hayatı için önemli bir dönemdi.
28 Şubat Dönemi’nin devamını yaşıyordu Türkiye. Bir
Cumhuriyet, Laiklik ve Atatürk vurgusu yapılırdı sürekli. Tabii
ki her dizi gibi çevrildiği dönemin siyasi havasını
yansıtmaktadır.
Örneğin:
Hanım’ın ölen abisi, sendikalı bir devrimcidir. Polisten
kaçarken vurulup ölmüştür. Ancak kötü bir karakter olarak
anlatılmaz.
(Kızıl) Basri Bey vardır, tamircidir. Cezmi Baskın tarafından
canlandırılır. Komünisttir. Dükkanda Mao Belgeseli izler,
sosyalist söylemlerle konuşur. Karikatürize edilmiş,
komikleştirilmiş bir karakter değildir. 12 Eylül dönemi olarak
tahmin ettiğimiz bir dönem yurtdışına çıkmak zorunda
bırakılmıştır. Belediye’de rahatlıkla çalışabilir bu
siciline rağmen.
Ali Haydar Usta, Alevidir, babasının ölümünün arkasından en
sevdiği türkü “Urfa’nın Etrafı Dumanlı Dağlar”ı
söylemiştir. Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç dışında
eleştirilmemiştir. Bir karakterin Alevi diye eleştirilmesi de
baştan tuhaf bir yaklaşımdır.
Dizi
tabii ki siyasi bir dizi değildir. Ancak çizdiği tablolar o günkü
Türkiye tablosuna daha yakındır. Yoksulluk vardır, sıkıntı
vardır. İnsanların gözüne sokmadan bir anlatımla seyirciye
sunulur bunlar. Dizinin belki de en acınılası karakterlerinden
birisi Gülsüm’e bile bu gözle bakmayız, acıtmaz içimizi. Dik
durması daha iyi gelir bize.
Notlar:
Mahalle
esnafı arasında, önce Ömercik sonra da Hayta İsmail (Ahmet Arıman) göründü.
Meral
Okay, Haldun Boysan’dan sonra kasap rolünü oynamıştı dizide.
Zaten karı koca olarak biliyoruz ama birlikte hiç görmedik. Veysel
Usta, hasta ve hava değişimine gitmişti dizide. Aile boyu kasap
olan Melahat rolünü oynayan Meral Okay –ne yazık ki gerçek hayattaki- ölümünün
ardından, yine dizinin bir bölümünde konuk oyuncu olarak oynayan
Sezen Aksu’nun şarkılarında yer bulacaktı. Sürekli ‘Dana’
diye çağırdığı oğlu rolünü ise o döneme damga vurmuş Bonus
Ailesi’nin reisi oynamıştı. O dönemlerden akılda kalan Bonus
Kafa sözü bu reklamın eseriydi.
Özkan
Uğur’un seyirciyle tanışması burada oynayan Şecaattin rolüyle
olmuştur. Hımmlıyor diye askeri okullara alınmayan bu karakter,
kendisini ‘Samatya’nın padişahı’ olarak adlandırmıştı.
Üniformaya düşkünlüğü vardı, zabıtaydı dizide. Her şekliyle
sevdik onu, bıyıkları hariç.
Sürprizini
Final’de yapar Zabıta Şecaattin. Yılların sahne arkadaşı
Mazhar Alanson’la oynarlar.
Ozan
Güven’in gençlik halini görürüz. Ozan Güven’le dizinin
yönetmeni Türkan Derya evlenmişti...
Ali
Haydar Usta’nın kızı Cennet’le sevgili olan Timuçin, Savaş
Dinçel’in oğlu, Barış Dinçel'dir.
Hanım’ı
oynayan Türkan Şoray’ın yaptığı Köpoğlu Mancası, meşhur
bir Trakya mezesidir. Manca yemek anlamına gelir.
Mutfak
sahnelerinde hünerini konuşturan Şener Şen’in bu dizi için
ders aldığı bilinir. Dizi oyuncularınа
“Entepçe” çalıştıran ise Arif Erkin’dir. Arif Erkin, Ali
Haydar’ın Urfalı babası Tenekeci Zülfikar’ı oynamıştır.
Dizinin
çekildiği Samatya Meydanı, daha sonra Ezel dizisine de bazı
bölümlerde mekan olacaktı. Özellikle Ramiz Dayı’nın portakal
seçtiği sahne…
Pek
görülmeyen bir örnektir. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ali Sirmen,
dizide başkomiser rolünü oynar. Konuşmasından teşhis edilir ki,
o da “Enteplidir” ve Kaap yemeyi pek sever.
Dizi
Sözlüğü:
Kaap:
Kebap.
Kaapçı:
Kebapçı.
Köpoğlu
Mancası: Hanım’ın yaptığı Trakya Mezesi. Közlenmiş sebzeler
ve sarımsaklı yoğurttan yapılırmış.
Katmer:
Antep’te yapılan ince hamurun içine fıstık içi, kaymak ve toz
şekerden yapılan tatlı. Pişirilir, hası Entep’te yapılır.
Sarı
Kafa: Ulaş rolünü oynayan Ozan Güven’in kendisi gibi Amerika
hayali kuran arkadaşı. Üvey babası döver sürekli.
Recai:
Ceren adlı zengin kız. Kardeşi vardır, engelli.