Fatih Aegon’un taç
töreninden 120 yıl önce Valyria’da doğan son ejderim, nefesimle surları
erittim, gölgemle kasabaları titrettim. Zamanımda Targaryen ejderhalarının en
büyüğü bendim, dişlerim birer uzun kılıç kadar keskin ve iri, ağzımsa bir
mamutu büsbütün yutabilecek kadar genişti. Fetih Savaşı sırasında Batıdiyar’ın
fethinde Aegon Targaryen liderliğinde gökyüzüne dehşet saldım. Kara dehşet
olarak bilinen adım ve insanların duyduklarında kanını donduracak hikayelerimle
uzun bir ömür yaşadım.
Kral Aegon’un taç
töreninden 94 yıl sonra, hayatım son buldu. Ölümümden sonraki yıllar boyunca
devasa kemikli kafam Kızıl Kale'nin önce duvarlarında sonra zindanlarında
çürümeye terkedilmişti, ruhum huzur bulamadan oradan oraya geziniyordu, bedenimi
arıyordum, yeniden varoluşumun ihtimalini sorguluyordum, içimde hep bir umut
vardı.
İşte şimdi yeniden
doğuyorum. Tamam, belki şu an hala miniciğim, sevimli küçük bir evcil hayvan
gibi görünüyorum, ama daha bir yakından bakın gözlerime, biraz daha yakınlaşın
içimdeki ateşin sıcaklığına, korkun benden! Tarih boyunca yalnızca bir
kereliğine aynı anda gökyüzüne salınmıştık, ‘Ateş Tarlası’ savaşında üçümüz bir
olarak ortalığa dehşet saçmıştık, yine üçümüzüz ateşin sıcaklığında
kavrulmayan.
Diğer ikisini bilmem ama ben her hafta burada düşüncelerimle
sizlerleyim, dinleyin beni, bekleyin beni!