Ta en başta Kıştepesi'nde en çok hangi Stark çocuğunun
üzerinde durmuşlardı? Niye serinin ilk bölümünde Robb ve John’u bir kılıç
dövüşü yaparken izlemedik de iki ufaklığın bir çuvala ok atmalarını izledik?
Niye ilk onun adını duyduk dizide herkesten önce? Niye saçma sapan duvar
tırmanışlarını izledik? Niye o yükseklikten düşüp ölmedi, sağ kaldı? Niye Bran
bir türlü ölmüyor? Yoksa bütün hikaye onun üzerine mi kurulu?
Kıştepesi'ni acaba Jon Snow ve yabanileri mi yoksa Lord
Baelish ve Arryn şövalyeleri mi aldı? Stark sancakları mı asıldı kaleye? Peki,
ama hiç Stark kaldı mı? Eğer Bran kuzeyden amcasının yanında sağ salim kaleye
ulaşmazsa ne piç Jon ne de iki kere evlenmiş Sansa, o kaleyi kendi elinde tutabilir.
Lord Baelish ‘serçeparmak’ parmağını bile oynatmadan, görsel olarak bizi mest
edecek şekilde Ramsey’in kuşatmasını kırıp Jon Snow ve adamlarını ölümden
kurtaran şövalyeleriyle kuzeye sahip olur; Kuzey unutsa da unutmasa da.
Sansa’ya ilettiği cevapta Jon’un yabanileri kırılana ve Ramsey’in adamlarının
dikkatleri zayıflayana dek savaşa katılmayacağını belirtmiş olmalı. Hem zaten
savaş başlamadan meydana çıksaydı Ramsey ordusunu Kıştepesi'nin güvenli
surlarının ardına saklar yıllarca kaleyi teslim etmezdi. Lord Baelish bir taşla
en az iki kuş vurmadığı sürece pek ortaya çıkmaz.
Arya’yı es geçmiyorum, bence kuzeye dönebilirse
Brandon’dan daha kudretli bir yönetici olur, hatta belki Baelish bile onun
inadına saygı duyarak kuzey iddasından geri çekilir, alın size işte Kıştepesi’nin
gerçek leydisi.
Doğuda sonunda Daenerys köle tacirlerini temizledi mi?
İstediği gemileri elde etti mi? Sonunda yola çıkıp Yedi Krallık'ı ve Westeros’u
fethedecekmiş, ne gam. Dikkat ediyor musunuz, yedi krallığın beşinde kadınların
hakimiyeti olacak gibi. Kuzeyde şimdilik Sansa Stark, güneyde şimdiden Kum
kadınları Dorne’da. İleride demir adalarda Asha Greyjoy, Tommen’in tahtına doğal
olarak talip olan Daenerys ve son olarak Tommen ile kral eli amcası ve bir
şekilde Jamie de ölürse Lannisterlerin başına geçecek olan Cersei. Ben buna
kadınların gücü derim, Menzildeki Diken Kraliçesi'ni de asıl yönetici olarak
kabul edersek. Emin olun kadınlar bu dünyayı daha yaşanabilir hale getirebilir,
anlamsız savaşları durdurabilirlerdi. Fakat hangi kadın akgezenlere karşı
durabilir? Tüm haneler birleşse bile sonsuz kışı getirecek ölümsüzlerin
karşısında hiç şansları olabilecek mi acaba? Bekleyip göreceğiz, artık zaman
hızlı akmaya başladı, kış rüzgarları surun güneyine doğru geliyor.
Sinessidel Valyria’nın en yüksek dağlarının oluşturduğu
platodaki mağaramsı çatlakta dinlenmekteyken aniden ortaya çıkan sese kulak
kabarttı ve gözlerini açtı. Aşağısında kalan karların yeni tuttuğu bembeyaz
platodan, uzaklardaki bereketli topraklara sahip ovalara doğru göz gezdirdi,
ters giden bir şeyler vardı. İşte yine duymuştu aynı sesi, kayalıklardan düşen
ufak tefek taş parçacıklarının sesi bir anda yalnız olmadığını hissettirdi ona.
Sığındığı mağarasının önünde, tam ortasını tamamen donmuş bir krater gölünün kapladığı,
çanak şeklinde oluşmuş geniş bir açıklık vardı. Gölün etrafında, bulutlara
ulaşan zirvelere doğru oldukça dik bir eğimde yükselen aşılmaz ve geçit vermez
kayalıklar bulunmaktaydı. Kafasını kaldırıp kayalıklarda sessizce hareket
etmeye çabalayanları inceledi, tam sekiz kişiydiler, çanağın solundaki sırttan
aşağıya doğru açtıkları ipe tutunarak inmeye çalışıyorlardı, kalbi hızlı hızlı
çarpmaya başlamıştı heyecandan,
‘İnsanlar, ejderha avcıları sanırım bunlar, yumurtalarımın
peşinde olmalılar, fakat bu yorgun halimle bile onlarla başa çıkabilirim’, diye
düşünerek kafasını mağaradan çıkarttı ve tüm kızgınlığıyla nefes alarak
topladığı havayı ciğerlerinde soğutarak biriktirdi buzul ejderi.
Yazı devam ediyor..