Lord Aegon ağır zırhlarını çıkarttırdığı ve üç ekibe böldüğü adamlarını tam da ejderhanın bulunduğu mağaranın girişinin 50 metre üzerindeki kaya kütlesinden izlemekteydi. Çanağa tırmandıkları sırtta inişin oldukça dik ve tehlikeli olduğunu farkedip kenar sırtı boyunca yürümüşler iniş için uygun yerler aramışlardı. Ejderhayı uykuda yakalamak ve gafil avlamak için çok sessiz olmaları gerekmekteydi. Yanında bulunan avcıbaşı Arthur’a ve baş silahtar Matudi’e dönerek fısıldadı,
 
‘Biraz daha sessiz olmalılar, özellikle soldan inen bu grubun hareket ederken yuvarladıkları taşları ben bile duyabiliyorum. Şu ip için istasyonu kurun da inmeye başlayalım bizde bir an önce’.
 
‘Lordum ip hazır, kayalara sabitledik ne zaman isterseniz inebiliriz, ancak biraz daha beklemeliyiz, adamlara zaman tanımalıyız’ diyecek oldu Matudi, tedirginliği yüzünden okunuyordu.
 
‘Bütün işi onlara bırakamayız değil mi? Eğer mücadeleye önderlik etmeyeceksem adamlarımın bana nasıl güvenmesini beklerim? Hemen açın ipi ilk ben inmeye başlıyorum, peşimden gelirsiniz’, diyerek ısrar etti Aegon.
 
Kayalıkların tepesindeki dörtlü, tam da Aegon ip inişine başlamışken aşağıdan gelen hissettikleri soğuk ve karşıdan duydukları acı dolu çığlıklarla hareketsiz kaldılar. Soldan inen grup buzul ejderinin dondurucu nefesinin kurbanı olmuştu, Aegon dönüp baktığında adamlarının inmeye çalıştığı ipin ve etrafındaki kayalıkların camdan örtüyle kaplanmış olduğunu farketti. İndikleri ip donmuş ve yer yer kırılmıştı, adamlarının yarısı ip üzerinde kaskatı bir biçimde asılı kalmış, geri kalanı dik kayalıkların dibine düşmüş acı içinde bağırarak kıvranıyordu. Elli metre altında mağara ağzından kafasını uzatmış ejderhanın soğuk soluğunu yaralı adamlarına tekrar püskürtmesini izledi genç lord Aegon aşağı inmeye çabalarken, tek bir ses kalmamıştı ortalıkta.
 
Sinessidel, iri simsiyah gözleriyle etrafı taradı, bu kadar az kişi olmamalılar diye düşünmekteydi, bu kadar olmamalıydı. Derken sağ taraftan inmekte olanları farketti, sekiz kişi daha vardı ve inmeyi bırakmış ipe tutunarak kayalıkların arasında saklanmaya çalışıyorlardı. Tekrar nefes aldı buzul ejderi, kimseyi sağ bırakmayacaktı, soluğunu bıraktığında tüm kayalarla birlikte ip de buzlarla kaplanmıştı. Kopan ipten kaskatı şekilde düşen adamların kayalıklara çarpa çarpa parçalanmasını ve parçalarının çanağın dibine yığılmasını izledi, gülümsedi, bugün şanslı günündeydi. İşte tam o anda farketti etrafındaki hareketliliği buzul ejderi. Yırtıcı kuşlar ve kuzgunlar dağların yüksek bölgelerindeki yuvalarından aniden havalanmışlar gökyüzünü kaplamışlardı, donmuş göl etrafındaki yuvalarından dışarı fırlayan gelincikler, köstebekler ve dağ fareleri heyecan içersinde havayı kokluyor ve korku dolu sesler çıkartıyorlardı. Saniyeler sonra yer altındaki hareketi hissetti Sinessidel, etrafındaki kayalar önce hafif hafif titremeye, sonra giderek şiddetlenerek sarsılmaya başlamıştı. Annelik içgüdüsüyle hemen mağaranın derinliklerine dönmeye çalıştı buzul ejderi, yumurtalarına ulaştığında mağara beşik gibi sallanmaya başlamıştı.
 
Lord Aegon adamlarının teker teker ölmesini izlemişti ipten aşağıya inmeye devam ederken. Yine de bir şansının olduğunu düşünüyordu Aegon, on metrecik daha aşağıya inebilirse elinde kılıcıyla tam ejderhanın kafasına doğru atlayacaktı 20 metrelik yükseklikten, on metrecik daha inebilse uzun kılıcını buzul ejderhasının kafatasına saplayabilecekti düşüşünün verdiği ivmeyle. Başta hafif olan titreşimi farketmemişti bile genç lord, etrafındaki kayaların sarsılmasına bir anlam veremedi önce, sonra birden tutunduğu ipin boşaldığını hissetti, ve hızla mağaranın önündeki girişe kadar kayalara çarpa çarpa düştü. Acı içinde kıvranırken gözlerinin dünya üzerinde gördüğü son şey tepeden üzerine doğru yuvarlanan ve koca kaya kütleleriydi.
 
Arthur ve Matudi yanlarında bulunan son Targaryen askeriyle birlikte sallanan kayalar arasında umutsuzca ayakta kalmaya çalıştılar. Önlerindeki buzul gölünün ortasında çizgi halinde oluşan çatlağı farkettiler, onlara doğru ilerleyen çatlaktan dışarı gayser şeklinde buharlar fışkırmaya başlamıştı. Kısa süre sonra üzerinde durdukları tüm kaya bloku içeri göçerek içerisinde buzul ejderhasının da bulunduğu mağaranın boşluğunu doldurdu. Son duydukları şey kaya kütlesi altında kalmakta olan ejderhanın ümitsiz tiz çığlıklarıydı.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER