Devin Özgür Çınar: İkinci Bahar’ın şansa bırakılmış hiçbir yanı yoktu

Devin Özgür Çınar: İkinci Bahar’ın şansa bırakılmış hiçbir yanı yoktu
İkinci Bahar, ikinci dizinizmiş. Ve adınız Türkan Şoray, Şener Şen, Meral Okay ve Güven Hokna gibi efsanelerle aynı jenerikte aktı. Rolü aldığınızda neler hissettiniz?
Bir yanlışlık olduğunu ve bu yanlıştan en kısa sürede dönüleceğini düşünüp evde telefon bekledim. “Seninle çalışamayacağız maalesef.” denileceğini düşünüyordum. İstanbul’a yeni gelmiş ve iş arayan biri olarak bu kadar iddialı bir işin içinde olmak hayatın bana en büyük kıyaklarındandır herhalde.
 
Şener Şen’le karşılıklı ilk sahnenizi hatırlıyor musunuz?
Çok heyecanlıydım ve sanırım bu her halimden anlaşılıyordu ki Şener Abi (Şen) “Şu an ikimiz de aynı durumdayız. Ben senden farklı değilim. Yönetmen bize ne söylerse onu yapmaya çalışacağız.” diyerek eşit olduğumuzu hissettirmeye çalıştı. Genç ve şaşkın bir oyuncuya daha güzel ne söylenebilir?
 

İkinci Bahar’ın oyunculuğunuza ve karakterinize en büyük katkısı nedir?
Sanırım en çok her şeyin başının senaryo olduğunu, oyuncunun ondan sonra geldiğini, kılı kırk yararak yazılan işlerin şansa ihtiyaç duymadığını ve bu işlerin de öyle basit olmadığını anladım. Arkanda iyi bir senaryo ve ekip yoksa sette gülüp eğlenmenin, 'aile gibi' olmanın anlamı olmadığını idrak ettim. Bu da beni zor beğenen, kimi zaman da huysuz biri yaptı. Fakat sonra İkinci Bahar gibi bir işin bir daha olamayacağını ve hayatın gerçeklerine alışmak zorunda olduğumu kabullendim.
 
Uğur Yücel’in hem oyuncu hem de yönetmen kimliğine bilfiil tanık olan şanslı isimlerdensiniz. Kelimelerle tarif etmek zordur ama kendisini anlatmanızı istesem.
Uğur Abi bir işte sadece oynuyor olsa bile o projenin diğer her şeyiyle mutlaka titizlikle ilgilenir. Bu onun yapısı. Sadece kendi işiyle ilgilenmez. Diğer her parça onu belki kendi kısmından daha fazla ilgilendirir. Her ne kadar çok seviyor olsa da yorucu bir durum olmalı bu. Fakat onu Uğur Yücel yapan en temel özellik bu keskin gözü ve nadir bulunan yeteneğidir sonuçta.
 
● İkinci Bahar’da en çok zorlandığınız sahne hangisiydi?
Sanırım Cennet’in güzelleştiği sahneydi. Çünkü bir türlü ikna olamamıştım güzelleşeceğine. O çirkin haliyle oynamaya devam edebilirdim hep. Daha özgür hissediyordum o zaman kendimi.
 
Peki, hangi sahne sizin için unutulmaz?
Cennet’in âşık olduğu Timuçin’in gelip başka bir kızdan hoşlandığını söylediği sahne. Cennet kendisinden hoşlandığını söyleyeceğini sanıp çok heyecanlanıyordu. Sonra da üzüntüsünü belli etmemeye çalışıyordu. Çok severim bu sahneyi.
 
İkinci Bahar’da kadro bir bölüm için toplansa ne hissederdiniz? Cennet’i bugün nasıl bir yerde bulurduk?
Cennet sanırım çok okuyan, öğrencilerine okuma listeleri hazırlayan harika bir öğretmen olurdu, hatta mesela edebiyat öğretmeni.
 
Cennet yerine başka bir karakteri canlandırmanız istense hangi rolde görürdük sizi?
Ben Cennet’ten başka hiçbir rolü oynamak istemezdim.
 
“Ah… Nerede o İkinci Bahar gibi sıcak diziler!”. Dilimize pelesenk oldu bu cümle. Bu serzenişi dizinin hangi yönüne bağlıyorsunuz?
İkinci Bahar dizisinin bir yılı aşkın bir hazırlık dönemi oldu. Bir şey yetiştirmeye çalışmaktan ziyade proje olgunlaşana kadar emek verilmiş, bütün bölüm hikâyeleri ortaya çıkmış ve karakterlerin nereden nereye gideceğinin kararı önceden verilmişti. Bu, olması gereken ama bizim sektörde çok şahit olmadığımız bir çalışma yöntemi. Şansa bırakılmış hiçbir yanı yoktu.
 

Fakat bununla birlikte mahalle ruhunun samimiyetini hissettiğimiz diziler de maalesef kısa ömürlü oluyor.
Ne anlatılırsa anlatılsın önemli olan senaryodur. Ben hep dönüp dolaşıp senaryoya bakarım. Tabii şu an dizi sürelerinin sürrealliğini de unutmamak lâzım.
 
Bugünkü Devin Özgür Çınar Cennet’i canlandırsa, en büyük farklılığı ne olurdu?
Daha sakin olurdum her şeyden önce. Kendime daha çok güvenirdim. Hep duyduğum minnet duygusuna ek olarak belki biraz da risk alabilirdim.
 
Dizide Cennet’i şöyle görsem keyifli olurdu dediğiniz bir sahne var mı?
Bence zaten hep çok güzel sahneleri vardı Cennet’in. İçimde kalmış bir şey yok.
 
İkinci Bahar setinden hiç hatıra aldınız mı?
Hep giydiği bir kazağı vardı Cennet’in; mavi bir kazak. Onu almıştım.
 
Son çekim gününü hatırlıyor musunuz?
Çok üzgündüm, çok. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER