● Öncelikle sizi tanıyalım.
Samatya’daki
Ali Haydar İkinci Bahar lokantasının
üç ortağından biriyim. 63 yaşındayım ve Gaziantepliyim. Çıraklık olarak iş
hayatına başlayıp bir süre marangozluk, ardından da uzun süre fırıncılık
yaptım. Bizim memlekette fırın, kasap ve bakkal yan yana olur; bu üçünden
birinde de kısa süreliğine de olsa çalışırsınız. 1990’lı yıllarda İstanbul’a
geldim. Kebaba olan ilgim çok büyüktü. Fırıncılıkta da başarılıydım ama
bakıldığında çok ara bir meslek o. Bu nedenle bıraktım bir süre sonra.
İstanbul’da ilk olarak Dolapdere’de kebapçılığa başladım profesyonel olarak.
Tabii sadece kebapla da sınırlı değil; bir restoranda ne gerekiyorsa her şeyi
öğrendim. Yaklaşık 10 yıldır da Samatya’dayım.
● İkinci
Bahar’dan sonra açtınız o
zaman. Ondan önce bu mekân boş muydu?
Tabii 2006
yılında açıldı. Diziden önce burası restoran değildi. Spor loto bayii, ardından
manav ve sonra da şaraphane vardı burada. Dizi gereği kebapçıya dönüştürülmüş.
Benim normalde hiçbir alakam yok. İkinci
Bahar zamanı biliyorsunuz burası yanmıştı. Üç yıl kadar kapalı kaldı,
yaklaşık iki yıl da tadilat sürdü. Ve sonra da biz açtık.
● Dizinin adı ve oradaki ana karakterin adını
kullanarak açtınız burayı. Herhangi bir sorunla karşılaşmadınız mı?
Bu konuya
açıklık getireyim. Ali Haydar İkinci
Bahar adının tescilini aldık. Dizide zaten lokantanın ismi Ali Haydar Usta Antep Sofrası’ydı.
Bakıldığında orayla bir alakası yok aslında.
● İkinci
Bahar’ın anılarından izler
var mı restoranınızda?
Türkan
Şoray’ın, Şener Şen’in, Güven Hokna’nın, Özkan Uğur’un, Meral Okay’ın ve daha
pek çok oyuncunun fotoğrafları vardır. Hatta benim kendi fotoğrafım bile çok
azdır. Üst katta bir pano var; orada restoranımıza gelip benimle fotoğraf
çektiren kişilerle olan karelerim ile gazete ve dergilerdeki röportajlarımın
kupürlerini bulabilirsiniz. Ön plana çıkmak yerine dizinin dokusunu korumak
istedik.
● Diziyi reklam aracı olarak kullandığınızı
düşünerek ekipten size biraz tepkili olan isimler var. Neler söylemek
istersiniz bu durumla ilgili?
Bunu
sorduğunuz için teşekkür ediyorum. Açıklık getireyim bu konuya da. Şener
Abi’yle birbirimize benzeriz. Daha doğrusu onun yorumladığı Ali Haydar
karakteriyle. Hatta buraya gelen misafirlerimizden bazıları hiç ayırt edemiyor.
Şaşırıp kalıyorlar hatta. Bazıları da “Dizideki Ali Haydar Usta siz miydiniz?
Sizden mi ilham aldılar?” diye soruyor. İkinci
Bahar’dan önce burası restoran değildi; bu nedenle karşılıklı bir etkilenme
söz konusu değil. Dizideki Ali Haydar tiplemesinin karakteri ile benim yapım
birbirine uyuştuğu için bu kadar benziyoruz. Bir de ben her televizyon
programına çıktığımda tüm İkinci Bahar
ekibine teşekkür ederim. Hepsine saygım sonsuz. Hatta bir çağrı yaptım o dönem;
“Mekân olarak size bir nostalji gecesi yaşatmak istiyoruz. Yerimiz sabit,
sizler oyuncusunuz. Setleriniz oluyor. Bize ulaşabilirsiniz. Böyle bir gecede
basını da çağırmayacağız” dedik. Fakat maalesef hiçbir geri dönüş olmadı. Keşke
onları ağırlayabilseydik. Bir de başka bir konuya değinmek istiyorum. Dizilerde
bildiğiniz üzere bir sahnenin 10-20 defa tekrarı alınır. Ben pek çok dizide
hobi olarak oynadım da. Çetin Abi’yle (Tekindor) Bir Çocuk Sevdim’de çalıştım. Rahmetli Tuncel Kurtiz’le aynı işin
içinde yer aldım. Benim mesleğimden çok daha zor oyunculuk, bir hayali
gerçekleştiriyorsunuz orada. Bu yüzden de defalarca tekrarı alınıyor. Fakat şu
an bizim yaptığımız işin tekrarı yok. Müşteriye “Pardon ben bir yeniden yapıp
size getireyim” diyemezsiniz. Eğer onlar tepkiliyse ya da bizlere kırgınlarsa
buraya gelmemişlerdir ve lezzetimizi, hizmetimizi bilmiyorlardır. Burayı ilk
açtığımızda sıkıntılar yaşadık. Yaklaşık 3 ay bu dükkâna müşteri gelmedi. Zaten
asıl zorluk Ali Haydar İkinci Bahar
adını verdikten sonra başladı. O yükü kaldırmak, dizinin ismini doldurmak kolay
değil. Fakat bir süre sonra başarılı olduk. Hep kaliteyi yükseltmeye
odaklandık. Rezervasyonla çalışmaya başladık. Bizim şu an müşterilerimizin
yüzde 90’ı ailedir. Burada alkol da servis ediyoruz ama fazla içeni mutlaka
uyarırım. Kapanış saatimiz 12’dir ve 11 buçukta hesap mutlaka masaya gider.
Böyle bir atmosfere sahibiz.
● Oyuncuları davet ettiğinizden bahsettiniz. Bugün
İkinci Bahar anılarını canlandıracak
bir sofra hazırlayacak olsanız neler olurdu masada?
Köpoğlu,
maş fasulyesi, ezme veya muhammara olurdu. Ardından çiğ köfte gelir. Yarım saat
sonra ise içli köfte servis edilir. Sıcaklarda ise “üçü bir arada” dediğimiz
özel bir tabağımız var; adana, fıstıklı kebap ve şiş kebap. Bunu getirirdik.
Sonrasında da tatlı olarak künefe ve katmer ikram ederiz.
● Son olarak İkinci
Bahar’a dair neler eklemek istersiniz?
İkinci Bahar oyuncularına sonsuz saygı duyuyorum.
Hepsini tek tek tebrik ederim. Emeklerine, gönüllerine sağlık ve umarım onları
burada bir gün ağırlayabilirim.