Günler biraz aksiyon biraz romantizmle geçer. Aşk yeni
kıskançlıklarla tuzlanıp biberlenirken, tutku tadından yenmez olunca “o yüzük
takılacak” zamanı gelmiş demektir Yaman için. “Hop dedik”le durdurulan İnanç
Pars güllerin içine, Mira ise kuş tüylerine boğulur ve mutlu son için ilk adım
atılır. Aslında “yanından bir saniye bile ayrılmak istemiyorum” diyen Yaman’a
Mira’nın verdiği “ne yapsak acaba” çok farklı yorumlanacakken Yaman’ın biraz
muhafazakâr tarafı teklifi yapıştırır: “Evlenelim.”
İlk iş isteme seansının hayalinin kurulması, haftalar sonra
gerçeğe dönüşen bu seremoninin en dikkat çekici yanı ise Mira’nın sadelikten
yıkılıyor olması. Çünkü Mira Beylice olmak bunu gerektirir. Hem onların en
güzel süsü sol yakalarında taşıdıkları aşk olmadı mı hep!
En ateşli anlara
mekânlık yapan mutfakta sevgililer günü savaşı için gardlar alınırken aslında
gerçek savaşın tarafları çok daha başkaydı. Tutku ve Yamira. Yaman ve Mira
birbirleriyle değil tutkularıyla savaşıyordu asıl.
Standart bir MedCezir
izleyicisine bu fotonun anlamını sorduğunuzda vuslat der. Vuslat ne demekti, bu
şöminenin ateşiyle ne ilgisi vardı, ters köşeye nasıl yatılır, mide nasıl
bozulur, duşa nasıl girilir ve tutku bunun neresindeydi? Tüm bunlar Ağva’da bir
sevgililer günü konseptli MedCezir’in
60. ve 61. bölümlerini izleyenlerin bildiği cevaplardı.
İnkar kolaydır ama anlamsızdır, öyle bir zaman gelir ki
inkar edilen balçıkla sıvanamayan bir güneş misalidir artık. Yaman ve Mira’ya
bakan için onların aşkı, tutkusu, çocuk gibi sevinçli halleri güneşin ışıkları
gibidir, ekrandan taa izleyene ulaşan… Aşkın ilk günlerinin yeri çok başkadır,
kavuşma özlemiyle kurulan hayaller de, yaşayana özleten, yaşamayana hayal
kurduran Yamira’nın evlilik hayalleri...