Kadın olmak hakkında sayfalarca yazılır,
yüzlerce farklı cümle kurulabilir, ama hangi kadına sorarsanız sorun, tek
cümledir hepimizin katıldığı: Kadın olmak zordur.
Bir kadın hayatı boyunca savaşır;
duygularıyla, mantığıyla, hormonlarıyla, yaşamın zorluklarıyla, mahallelinin
baskısıyla ve kim bilir daha nelerle… İşte o yüzden hep, içinde herkesten
sakladığı sırları vardır, hatta bazen kendine bile itiraf edemez. Tüm bunlarla
savaşırken, saklanırken gel-gitler yaşar, ani değişimlerden geçer. “Kadınları anlamak
zordur” demelerinin asıl sebebi bu değişimlerdir aslında… Oysa bilinmesi
gereken tek bir şey vardır kadınlar hakkında; önemsenmek isterler. Bazen tüm
dünya önemsesin ister, bazen bir tek sevdiceği önemsesin yeter.
Tüm dünyanın severek izlediği The OC uyarlaması olan MedCezir ise sadece adıyla bile kadınları anlatır aslında. Yani ne
Yaman’ın ne Mert’in tek başına hikâyesi değildir, MedCezir’i, MedCezir yapan
kadınlarıdır. Savaşan, aşık olan, yenilen, ölen, yeniden ayağa kalkan, ihtirasları
peşinde koşan kadınları… Bu yazı da, o renkli kadınlar üzerinden tüm kadınları
anlatmaktadır aslında, yakından bakarsanız hepimiz birer Sude’yiz, Mira’yız, Nevin’iz….