Romantik ergen bir kız ve The O.C kafası

Romantik ergen bir kız ve The O.C kafası
MedCezir ile Türkiye’de esip coşan gençliği siz bi de 2000’li yılların başında bize sorun. Enerjimiz tavan, yabancı merakımız en üst seviyede, yakışıklı oğlanlar, taş gibi kızlarla bir ara kime sorsan paralel evrende Orange County’de zenginlik içinde bir hayatı vardı.
 
Dizinin ilk sezonu 2003’te Amerika’da Fox kanalında yayınlanmaya başladığında biz hala koltuklarımızda Dawsons’s Creek izleyerek ‘kimin eli kimin cebinde yahu yok böle bi ilişki ağı” diyorduk. Dawson’s Creek serisi biter bitmez The O.C. çekilmeye başladı ve dizi Türkiye’de ancak 2004 yılında CNBC-e kanalında ekrana gelebildi. Alem Amerika’da şoku atlatamamışken Türkiye’nin ergen profili olan bizler ise başımıza geleceklerden habersizdik. Dizinin başrolü Ryan Atwood (Benjamin McKenzie oynuyordu) karakteri tam olarak aradığımız serseri ama duygusal adamdı. Los Angeles gettolarından Newport’a taşınan bu yağız delikanlı, üzgün bakışlarıyla ve kıvrak dövüş manevralarıyla bizi bizden almıştı, hiç unutmam.

İlk bölümü izledikten sonra etrafta beğenmeyenler de çıktı tabii ama, kulak asmadık. Hem ne izleyecektik ki o yaşta? Kampüsistan’a da yan gözle bakıyorduk ama burada her türünden yüksek aksiyon bulmak mümkündü. Daha ilk bölümde babasının önce hapisten çıkarmak için savunduğu sonra evlatlık aldığı Ryan ile aynı evde yaşayan Seth neye uğradığını şaşırmış, yan villalardaki zengin kızlar “kim acep bu yakuşuklu” tadında hayallere dalmıştı bile. Tam "buralarda duramıyorum, geldiğim yere döneyim" diyen Ryan'ı, ona abayı yakan Marissa, Newport’ta kalmaya ikna etmişti. Dönemin en başarılı yeni başrolü Mischa Barton, Marissa olarak değil Ryan’ı hepimizi diziyi izlemeye ikna etmişti.

Her ne kadar “ayrı dünyaların insanlarıyız Ryan” alt metni diziye hakim olsa da "zengin kız, fakir oğlana bakacak mı" demekten kendimizi alamadık tabii. Ryan ile Marissa arasında fırtınalar kopadursun, Adam Brody ve Rachel Bilson’ın gerçek hayatta uzun süre aşık olmalarına neden olan Seth ve Summer karakterlerinin ilişkisi de dinamiklerinin abukluğu nedeniyle ilgi çekiyordu. İki ilişkinin de dinamiklerinde ayrıl-barış pinpon maçı görüntüsü bizi ekrana bağlayan yegane unsurdu, kabul ediyorum.  Teknik verilere göre daha dizinin ilk sezonunda 10 ayrı karakter arasında 6 ayrı ilişki kombinasyonu yaşandığı biliniyor.

Orange County’nin dört bir yanında hanelerde, parklarda, sahillerde dedikodu kazanı da kaynamaya devam ediyordu. Zira dizinin içinde birbiriyle kavgalı, aşık ve sevişmemiş adam yok denecek kadar azdı. İlk sezon finalinde Ryan eski serseri günlerindeki kız arkadaşının hamile kaldığını öğrenip, tasını tarağını toplayın soluğu köyünde almıştı. Marissa ile ne mi olmuştu, o iş yatmıştı.
 
İkinci sezon ise aileler arası kaosu bir kenara bırakırsak Ryan’ın geri dönüp fen bölümünde yeni bir kız bulmasıyla dizi şenlendi. Tam “ne saçma, Marissa burada dururken” diye düşünürken Ryan’ın abisi hapisten çıkmasın mı? Öz abisinin eski sevgilisinden hoşlanması üstüne üstlük tecavüz etmeye yeltenmesi ise işleri çığrından çıkardı. Arkadaş arkadaşın en büyük düşmanı derler ya, Marissa Summer’a söyledi, Summer yeniden barıştığı Seth’e, Seth’de kankası Ryan’a! İşler arap saçına döndü ve tam Ryan öz abisi tarafından öldürülecekken Marissa silahı kaparak Trey’i öldürdü. Dizinin ikinci sezon finali böylece bizi de şoka sokup bırakmıştı. 

Dizi o kadar büyük ilgi görüyordu ki dizi iki sezon daha devam etme kararı aldı. Üçüncü sezon sonunda ise Ryan’ın kollarında ölen Mischa Barton uyuşturucu problemi nedeniyle diziden ayrılmış oldu. Dizinin en can alıcı noktası ise Mischa Barton’ın yanı sıra Olivia Wilde’ın da bu diziyle tanınmış olmasıdır. Canlandırdığı lezbiyen karakter Alex, 13 bölüm dizide kaldıysa da resmen hafızalara yer etmişti.

Üçüncü sezonun unutulmazları arasında tabii ki Marissa’nın asi sevgilisi Kevin Volchok var. Cam Giganget’in oynadığı Volchok’a da gönlü kaymayan kız kalmamıştı o dönem. Sonrası kimse için hayırlı olmadı orası ayrı.
Dizinin son iki sezonunda Ryan’ın annesini tanıdık, Marrissa’nın annesi Seth’in büyükbabasıyla evlendi. En son bırakırken Ryan kafes dövüşü yapıyordu. Senaryo derinliği azaldıkça seyirci de azaldı. Dizi 4. sezonun sonunda final yaptı.

Dizinin müziklerinin efsane olması ise sevilmesinin bir başka önemli nedeniydi. Feist, Death Cab for Cutie, Wilco, Sufjan Stevens gibi isimlerin müzikleri önce bu dizide duyuldu. Sonra listelere giren onlarca isim ve grubu saymıyorum bile.  Dizinin fanları hala youtube üzerinden bölümlerdeki müzik listelerini paylaşıyorlar.

4 yıl sonunda The O.C. biterken tüm karakterler kendini bulmuştu hatırlarsanız. Biz de ibreyi yeni dizilere çevirdik en ergen kafamızla. Sıradaki ise The Gossip Girl’dü.
 
 
 
 
 
 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER