MEDCEZİR | Unutulmaz Yaman ve Mira sahneleri: 2

Kim demişti ki hayat gül bahçesi diye? Yaman’ın ilk günlerdeki korkuları kâbusa döner ve ailelerinin çamuru aşka bulaşır. Mira Kenan’ı vurunca oldu mu sana imkânsız aşk? Nevin’in haykırışları, Sude’nin aşağılamaları, Kenan’ın serzenişleri, herkesin ümitsizliği… Bir aşk kaç kez sınanır ki? Onlar bu en büyük sınavdan da geçtiler. Kâh tökezlediler, kâh biri elini uzatıp diğerini kaldırdı düştüğü yerden, kâh biri diğeri kaçarken koştu peşinden… Drama tanrısı aşkın gözyaşlarından hepimizi nasiplendirdi. Ne ağladık yahu! Mira aşkı ilk kez feda ediyordu, çünkü hata değil, yanlış değil, annesini, boğazını sıkan ellerden kurtarmak için çok daha büyük bir bedel ödemişti. Bu kez sıra Yaman’daydı. Böyle olmazdı, kelepçelerden kurtardığı bileklerine böyle kolay ayrılığın kelepçesini takmayacaktı bu kez. İyi ki…
  



Aşkın en güzel günleri yaşanırken nasıl kelebekler havalanırsa içinde, kötü günlerde o güzel olanları hatırlamak bir Sezen şarkısı gibiydi: Keskin Bıçak. Verilen sözler boğazında düğüm, hayaller gözünde yaş. Normal bir zamanda şu yukarıdaki sahneyi izlesek mutlulukla el çırpacakken, ayrılıkta hepimizin boğazına oturan bir yumru gibi Yaman’ın sözleri…
 


Şartlar zorlaşıyor, çember boğazlarındaki bir el gibi nefes almalarını zorlaştırıyordu. Onlar ezilemedikçe, birbirlerine bağlandıkça aşk ne demekti, sevgi neydi, emek nasıl verilirdi öğretiyorlardı, aşka inancı arttırıyorlardı. İyi ki varlardı. Ve aşk doğmamış kızının kokusunu hissedebilmekti rüyalarında… Yaman böyle güzel bir aşık adamdı işte.
 

 
Şartlar onları yalnızca ayırmaya kalkmamış, araya metrelerle ölçülen gerçek uzaklıklar da koymuştu. Mira’nın Narlıçeşme günleri onları ekonomik olarak birbirine yaklaştıran aritmetik ortalama gibiydi. Maneviyatta her şey feda edilebilecekken maddi fedakârlıkların sözü mü olur! Yaman geleceği için ayrılan çeki bozmakta tereddüt etmemişti, sırf Mira daha çok üzülmesin, bir de arabasının yokluğunu hissetmesin diye...


Aşık olmak da ayıp değildi, dokunmak da… Bunu bu denli güzel ispatlayan harika bir ekran çifti Yamira! Sevdiğine moral veren, aşkın bağları gevşemesin diye çabalayan Yaman’ı mı izlemek daha güzeldi, aşkla beraber hayata tutunma savaşı veren Mira’yı mı? Unutulmaz Yaman&Mira sahnelerinde bir başka “mutfakta aşk başkadır.”hali…
 


Mesafeler ve üçüncü kişiler aşklarını sınamak için bir kez daha çabalarken, Yaman kahramanlıklarına bir yenisini daha ekler. Bu kez de Mira’nın tam ona ihtiyacı olduğu anda, abisiyle gitmek durumunda kaldığı Almanya'dan sürpriz yapıp gelmiştir. Mira ona bir bebek verme hayali kurarken, bebeği Yaman getirmişti. Mira’nınki gibi gerçek bir bebek değildi, ama aynı hislerle alınmış getirilmişti ya, olsun.



Aşkın gün geçtikçe kuvvetlenen bağının artık elleri, parmakları birleştirme zamanı gelmişti. Yaman’la Mira’nın aşkı öyle güzeldi ki, arkadaşlarının yaptıkları emrivaki ile nişanlanmaları bir tek onlara için garip bir durum olmuyordu. Emrivaki nişan sonra resmileştirildi, aileler takılan yüzüklere şahit oldu, kimi dışarıdaydı kimi içeride… Ekran başındaki her yaştan izleyicinin gözleri ise, çocuklarının mürüvvetini gören aileler gibi ıslak…


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER