Ayrılığın kapıları açılıyor, ama önce Mert, sonra kader, Mira ile Yaman'ın içinde bulundukları odanın kapısını kapatıp, kilit vuruyordu. Böylece duygular kelimelere döküldü. Başta kavga ettiler. Sonra Yaman, Mira’nın kendini kötü hissetmesiyle endişelendi. Mira'nın bu sırada önemsenmenin keyfiyle gülümsemesi gözlerden kaçmıyordu. Ne var ki bu da Yaman'ın Mira'ya karşı yumuşamasını sağlamıyordu. Mira umutlarını yitirip duygularını ağlayarak Eylül’e anlatırken, Yaman bunları duyuyor ve bize de izlemesi çok keyifli sahneler düşüyordu.

 

 

Aşk yalnızca Mira ile Yaman’ın kalbini acıtmıyordu. Mira’nın aşkından vazgeçemediği ve kendisini bu yüzden terk ettiğini düşündüğü Orkun’u cezalandırmak isteyen Hale, Mira’yı da yanına oturtup, direksiyonu ölüme kırdı. Sevdiğini ama adım atmaktan korktuğunu söyleyen Yaman, Mira’yı kaybetmek söz konusu olunca, son hız peşlerine düştü ve sevdiğini bir kez daha kurtarıp, kahramanlıklarına kahramanlık ekledi. Sonrasında merakına yenilip Mira’nın balkonuna tırmandı, böylece yalnız Beylice’lerin hırsız alarmları değil, Mira’nın içinde sevdiğini geri kazanmanın sevinciyle zafer marşları da çaldı.

 

 

Ve standart bir MedCezir izleyicisinin “en sevdiğin bölüm hangisi” sorusuna vereceği cevap Uludağ bölümü, aşkın en güzel halinin portresiydi adeta.

  

 

İhtiyaç duyulan anlarda verilen destekler, ihtiyaç duyulmayan ama aşkın tuzu biberi olan kıskançlıklar, Yamira ilişkisinde yepyeni bir seviyenin de kapılarını açıyordu. Birbirimizi falsolarımızla kabul edebiliriz, kıskançlıklarımızı itiraf edebilir ve bunun tadını çıkarabiliriz. Çünkü bu MedCezir vazgeçilir gibi değil…

 

 

İtiraflar ve kabullenmelerle bağları kuvvetlenen Yamira aşkının da, en güzel yanı kutlamalardı. İlişkilerinin temellerinin atıldığı örnek evde Yaman’ın tertiplediği kutlama, onlarca mumun ışığını söndürmekle sonlansa da, aşkın ışığını güçlendiriyordu.

 

 

Bu kutlama sonrası Altınkoy sınırlarından giriş yapan Turunç Nadir’in gölgesi 24 bölüm boyunca MedCezir evreninde hüküm sürecek, ancak ondan hemen önce nur yüzlü sayko Tan sahne alacaktı. Bu aksiyon öncesi yaşanan kısacık bir temas ise benim hafızamda en tutkulu Yamira sahnelerinden biri olarak yer alır.

  

 

Tan’ın tehlikesinin gölgesinde, Yaman’la Mira’nın havuzda yüzdükleri harika sahneleri de, en sevdiklerimizin arasında saymadan olmaz, değil mi? Söz konusu aşksa, sularında yüzdüğünüz, ölçüleri belli bir havuz da olsa, okyanusun özgürlüğünü hissettirmez mi?

 

En sevdiğim aşk sahneleri burada bitmiyor elbette, en son bahsettiğim sahne 33. bölümden. Sonrakiler yakın zamanda izlendi ve hafızalarda daha çok taze… Tamam itiraf edeyim; bolca aksiyon ve dramın içinde sayıları eskisi kadar çok değil. Bize güzel aşk sahneleri izlemeyi vaat eden 58. bölüm için hazırım. "En güzel günler henüz yaşamadıklarımız" diyen şaire saygıyla, geleceğe umutla bakıyor ve herkese aşk dolu günler diliyorum.