2. Melodram
Seviyesi: Milletçe Duygusal Seviyoruz
MedCezir
her ne kadar orijinal versiyonunun ana entrikaları üzerinden ilerlerse de, Türk
dizilerinde genel olarak yüksek bir eşiğe sahip olan melodram seviyesi burada
da karşımıza çıkıyor. Teatral anlamda ipi göğüsleyen MedCezir’in henüz ilk
bölümünde bu farkı görebiliyoruz. Öncelikle, Ryan Atwood’un hikayesi Yaman
Koper’in acıklı hikayesinin yanında biraz sıradan duruyor. Yaman ve ağabeyi
Kenan’ın çocukluğuna bir flashback ile döndüğümüzde ise şiddet uygulayan bir
üvey baba ile karşılaşıyoruz.
Ayrıca, Sandy Cohen’in Türk versiyonu Selim Serez’in,
kendisinin de Yaman’ınki gibi acıklı ve fakir bir gençlik yaşadığından sıklıkla
bahsetmesi bu eşiği daha da yükseltiyor. Öte yandan, Marissa Cooper’ın intihar
teşebbüsünü The O.C.’nin belki de en kasvetli sahnelerinden biri olarak kabul
edersek, bu tarz mevzuların Türk sineması ve Türk dizilerinde olağan şekilde,
mümkünse bol bol işlendiğini de eklemeliyiz. Orta Doğu ve Balkanlarda geniş bir
ihracat alanına sahip Türk dizileri, bu yüksek melodram seviyesinin ekmeğini
yemeye devam ediyor.
3. Oyuncular:
Ergenliğin Biraz Suyunu Çıkarmışız
Ryan’dan
Marissa’ya, Summer’dan Seth’e The O.C.’nin genç karakterleriyle 15-16
yaşlarında liseliler olarak karşılaştık. MedCezir’de ise genç karakterleri bir
nebze de olsa daha olgun, üniversite çağında tanımaya başladık. Bu değişikliğin
elbette ki Türk dizi sektörünün “teenage” oyuncu bulma konusunda yaşadığı zorlukla
doğrudan ilgisi olduğunu söyleyebiliriz. Elbette "reyting getirecek oyuncular" listesinin yaş ortalamaları da bu sınırın hayli üzerinde. Bu nedenle de genelde lise ortamında geçen yerli dizilerin
oyuncu kadrosu maalesef 25-30 yaşlarındaki serpilmiş abi ve ablalarımızdan oluşuyor.
4. Sahneler:
Yediden Yetmişe Herkesin Dizisi
Hikayenin
genç kahramanlarının ebeveynleriyle orijinal versiyona nazaran MedCezir’de daha
bir içli dışlı olduk. Bireysel sıkıntı, sorun ve aşk hayatlarıyla gündeme gelen
ebeveynlerin azımsanmayacak ölçüde bağımsız sahnelerini de izledik. Elbette, bu
sahne tercihlerinin hedef kitleyle alakalı çok iyi bir sebebi vardı. Türkiye’de
orta yaş ve üstüne tekabül eden yerli drama izleyicisi, gençlik sorunlarının
yanında ebeveynlerin ikilemlerini, ekonomik sorunlarını ve yetişkin arzularını
da ekranda görmek istiyor. Bu bağlamda, yapımcıların hedef kitleyi daha geniş
tutmalarının sebebini, Türk toplumunda aile bireylerinin bir arada kolektif bir
aktivite olarak gerçekleştirdiği dizi izleme alışkanlığıyla ilişkilendirebiliriz.