9. Luke
Ward Orkun Civanoğlu’na Karşı
Bilenler
bilir; Luke hiçbir zaman Orkun kadar antipatik bir karakter olmamıştı. Küstah
ve dar görüşlü bir sporcu imajı çizen Luke Ward, bununla beraber bazen içindeki
iyi insanı da ortaya çıkarıyordu. Özellikle ikinci bölümde inşaat halindeki
evde çıkan yangında, Ryan’ın hayatını kurtarmak için kendini riske atmış; elim kazanın
sorumluluğunu da üstlenmişti. Yani aslında Luke’un kendi iyiydi de etrafı biraz
kötüydü.
Diğer taraftan Orkun’a baktığımızda salt ve saf bir küstahlık görüyoruz.
Tıpa tıp aynı sahnede, Orkun’un Yaman’ı kurtarmasında insanlık namına hiçbir
şey yoktu. Hatta bir nevi eli mahkumdu; polislerin geldiğini gördü ve suçlu
görünmektense kahraman olmayı tercih etti. Tabii böyle bakınca Luke, Orkun’un
yanında bildiğimiz melek kalıyor.
10. Dil
Yapısı: Aramıza Hoş Geldin Leş!
Dilbilim
analizi yapmak için işin ehli değiliz; fakat MedCezir ve The O.C. arasındaki dil
farkını görmemek de işten değil. Türkçe’de “bitch” anlamını vermenin bir sürü
yöntemi varken, güzelim Luke’un en ünlü lafı “Welcome to The O.C., bitch!”i Orkun’dan
“Aramıza hoş geldin leş!” olarak duyduğumuzda bir kalp sıkışması yaşamadık
değil. Tamam, RTÜK diye güzide bir kurumumuz var, televizyonda her ağzımıza geleni
söyleyemiyoruz fakat “leş” kelimesinden daha iyisini gerçekten bulamadınız mı?
11. Mizah
Anlayışı: Bir Seth Cohen Değil
Seth
Cohen’i nasıl bilirdik? En kötü durumda bile olayın gülünç yönünü görme
yeteneğine sahip olan Seth’in gerçekten de kusursuz bir mizah anlayışı vardı. Buna
karşın, Mert Asım Serez’in kendi çapında komik esprileri var evet; ama maalesef
bir Seth Cohen yaratıcılığına sahip değildi. Karakterin çizgi roman tutkusu
zaten olmazsa olmazdı; fakat Medcezir’de Captain Oats’in yokluğunu da hissettik.
Seth’in çocukluktan beri en yakın arkadaşı olan bu oyuncak at, Summer’ın
kalbini çalmasında da büyük rol oynamıştı. Biz de böylece plastik atların
sadece çocuklar için olmadığını öğrenmiştik.