Berk Hakman: Deniz bugün yaşıyorsa ve çok gençse ezilmek ve hakarete uğramakla meşgul

Berk Hakman: Deniz bugün yaşıyorsa ve çok gençse ezilmek ve hakarete uğramakla meşgul
Hatırla Sevgili dosyasına karar verdiğimizde oyuncuların iş programını zorlamamak için bazı ortak sorular hazırlayıp, röportajı email üzerinden yapmayı planlamıştık. Berk Hakman da email sorularına cevap verdi ama sonra yüzyüze röportaja da zaman ayırabileceğini söyledi. Cihangir'de buluştuk ve uzun bir sohbet ettik. Aşağıda okuyacağınız sohbet hem emailde gelen cevapları hem de yüzyüze sohbetimizi içermektedir. Buyrun..

Hatırla Sevgili’yi kariyerinizden çıkartsak bugün için ne fark ederdi?
Birşey farketmezdi sanırım. Bir yandan efsane ve popüler bir iş olduğu için tabii ki iş kapıları açılıyordu o zaman ama, ben o diziye kadar zaten iş yapıyordum. Ciddi anlamda ise ''Okul'' filminden sonra ilk büyük işimdir. Bir tv işi için efsane boyutunda tabi.. Aradaki yine iki proje de Tomris Hanım'ın işleridir. Seher Vakti ve Kırık Kanatlar. Tasarlandıkları gibi gitselerdi Hatırla Sevgili'den önce efsane olabilirlerdi belki.

Deniz rolü size nasıl geldi?
Tomris Hanım'la iki projedir görüştüğümüz için zaten önceden onun kafasındaki çoğu projeyi bilirdim. Anlatırdı hep. Planlarını, kadroyu.. O yüzden önceden biliyordum onun bana öyle bir rol ile geleceğini. Hatta ben belli değildim, olup olmayacağım belli değildi de ilk kadro kurulduğunda bir köşkte fotoğraf çekimi vardı. Biz de davet edildik oraya. Turgay da belli değildi aslında, birkaç arkadaş daha vardı ama tuhaf bir şekilde bir sabah Hatırla Sevgili'nin fotoğraf çekimi var diye davet edildik ve gittik. Hatta siz de tanıtımda kullanmışsınız jenerikte dönen o plağın kapağında hepimizin olduğu o fotoğraf vardır. Hiçbir şey belli değildi ama sonra oldu yani..

Siz ne zaman girdiniz?
Galiba 15 ya da 16. bölüm olması lazım. Hatta ben o zaman Jan Jan diye bir film çekiyordum Kütahya'da, Cansel arayıp anlatıyordu. "Olucak mısın, olmayacak mısın?" diye soruyordu. Biraz yalnız hissediyordu kendini. Biz çok iyi anlaşıyorduk onunla.

Deniz hemfikir olduğunuz bir karakter miydi? Başka bir şey oynamak ister miydiniz?
Deniz güzel bir karakterdi. Çatışması vardı. Oyunculuk yaptığınızı hissedebileceğiniz bir karakterdi. O anlamda renkli ve kuvvetli bir karakterdi. Klasik bir aşk üçgeninde olmaktan mutlu olmazdım. İstemezdim. Senelerdir geliyor öyle roller ama istemiyorum. Gerekirse oynanır da çok çok iyi bir proje gelir filan ama şimdilik gerekmedi.

İlk çektiğiniz sahneyi hatırlıyor musunuz, hangisiydi?
Hatırlıyorum hatırlamam mı? Harun, Defne, Işık ve ben sanırım evimize mi ne dönüyoruz. Yoo bir dakika Engin Şenkan'ın oynadıgı karakter hapisten eve dönüyordu sanırım. Hepimiz evin bahçesinde onu karşılıyoruz. Duygusal anlar, aradan yıllar geçmiş.. Etkili bir sahneydi.. Dış gündü, Beylerbeyi'nin üstünde bir yerlerde çekiyorduk sanırım.. Bir de ben uzun itirazlar ve görüşmeler sonucu pat diye girdigim için sete ani gitmiştim bir sabah. Biraz tedirgin ve huzursuz olduğumu hatırlıyorum..

Sesli çekmiyormuşsunuz.
Evet. O kadar çalışır sonra bir de dublaja giderdik. Hatta bazen fragmanın da dublajına çağırırlardı. İsyan ediyorduk o zamanlar ama, güzel günlerdi.

Şimdi ekibi topluyoruz deseler?
Aynı ekipse giderim ama aynı ekip olursa ve yine Nilgün Öneş yazacaksa giderim. Geçen sene bir araya gelmiştik. Cansel ve Turgay da vardı hatta. Kendi aramızda da konuşuyoruz, şakasını yapıyoruz, "Yapsanıza yeniden" diye. Çok da güzel bir kadroydu. Biz çok genç bir kadroyduk. hemen hemen herkesin ya ilk işiydi ya da ikinci. Çok deneyimli oyuncular da vardı. Zaten onlarla olmak da muhteşemdi. Avni Abi mesela Avni Yalçın çok dolu ve hoş sohbet bir adamdır. Geçen gün bir tesadüf oldu. Kaçak'a bir oyuncu geldi sohbet ediyoruz Avni Abi'nin oğlu çıktı. Tam da sizinle bu röportajı konuşuyoruz. Çok acayip bir tesadüf oldu. Engin Şenkan, Avni Yalçın, Laçin Ceylan nasıl muhteşem bir kadındır.  Bu insanlarla sohbet etmek, bir arada olmak muhteşemdi. Anıları, sohbetleri doyumsuzdu. Derya denizler tabii.

Deniz için bir sahne yazmanızı istesek ne yazardınız?
Nilgün Öneş, Deniz Karayel karakteri için yazılabilecek bütün güzel ve incelikli sahneleri yazmıştır. Fazlasına gerek yoktur..

Deniz yaşasaydı bugün nerede ve ne yapıyor olurdu?
Bugün yaşıyor olsa ve çok gençse, ezilmek ve hakarete uğramakla meşgul.. Yaşıyorsa ve zaman artık geçse, ikinci üçüncü Gezi Olayları'nı bekliyordur.. Ama çoğunun yüzü bir avuç toprakla kirli bugün uzaklarda...

Son çekim gününüzü hatırlıyor musunuz? Deniz'in öleceği önceden planlanmış mıydı?
Hayır planlı değildi. Ben diziden bazı haksızlıklar yapıldığı için ayrılmak istedim. Oyuncuları, arkadaşlarımı çok sevsem de enerjisini sevmemeye başladığım yerde olmak istemem. Ayrılmak istediğimi söyledim onlar da beni öldürdüler.

Ne hissettiniz?
Şimdi John Lennon'a 'Beatles dağıldı neler hissettiniz' diye sorsan, adam ''Oh be sıkmıştı artık'' diyeceği bir pozisyondaydı ya o tarihte, bu durum tabii ki öyle değil ama ben sonunda dinleneceğim için mutluydum. Arkadaşlarım kısmı önemli oldu benim için sadece. Son çekim günüm hastanede öldüğüm gündü. Belçim, Cansel, Beren, Ayfer, Turgay vardı hatırladığım kadarıyla.. Çok güzel bir ekiptik biz.. Şimdi nasıl anlatayım o günleri kısacık bir zamanda.. Bir tek o ayrılığa üzüldüm diyebilirim..

Setten hatıra aldınız mı?
Setten aldıgım bir- iki hatıra içinde Kadir Özdal'ın bana verdiği bir kontrgerilla kitabı ve Mahir, Ulaş ve benle birlikte 3-5 kişinin de o tarihlerde arandığını haber veren büyükçe bir poster var. Şimdi son güne dönsem ama benle bütünleşen (setteki kostümcüler öyle söylüyormuş) bir yeşil parkam vardı. İçinde Berk Hakman yazan. Onu almak isterdim. Sonra onu Ahmet Rıfat giydi ben çıkınca diziden. Bizim ailenin ufak oğluydu. O anlatıyordu parkanın ''konum'' unu..

Proje süresince sizi en çok etkileyen sahne hangisiydi?
İki- üç sahne var açıkçası. Sezon finalinde bıçaklandığım sahne.. Sonra Belçim'e doğum yaptırdığım sahne.. Hapishanede evlendiğim sahne.. Turgay Aydın ve Cansel'le olan sahnelerimi de çok severdim. Hepsi güzel olmasa da. İkisi de çok sevdiğim eski arkadaşlarımdır ondan sanırım. Sevdiğin biriyle oyunculuk yapmak çok zevkli. Gerçekçi ve oyuncuya alan yaratan incelikli sahnelerdi. Nilgün Öneş'e binlerce teşekkürler..

Sizin söylemek istediğiniz, keşke şunu sorsaydın dediğiniz bir şey var mı?
Hatırla Sevgili gibi öğretici nitelikte de olan bir projenin DVD'lerinin yayınlanmasını isterdim açıkçası. İçi boş dizilerin DVD'leri piyasaya sürülürken.. Bir de çok absurd ama bu kadroyla yeni bir proje? Çok zor.. Ama neden olmasın?

Çok teşekkür ederim vakit ayırdığınız için bir gün de sadece Berk Hakman konuşalım isterim.
Ben teşekkür ederim. Ne zaman isterseniz..


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER