Kadir Özdal: Keşke bıraksalardı, kucaklaşsaydık...

Kadir Özdal: Keşke bıraksalardı, kucaklaşsaydık...
Neredeyse son dakikada, gecenin bir saatinde ulaşıyorum Kadir Özdal'a. Apar topar röportaj yapmak istediğimi söylüyorum, hiç yadırgamıyor. ''Konu Hatırla Sevgili ise, seve seve..'' diyor. Ben ''Tekrar tekrar teşekkür ederim.'' diye bunaltıyorum onu; o da sıcakkanlılığıyla, samimiyetle ''Asıl ben teşekkür ederim.'' diye bitiriyor her sorumun cevabını. Tam anlamıyla deli dolu, birikimli bir adammış Kadir Özdal. Merak etmeyin, onu ekranda görmeyi özlediğimizi söyledim tabii ki. Umarım bu sözümü dikkate alır. 

Bu rol size nasıl teklif edildi?
Tomris Hanım, bir fotoğraf çekimine gitmem gerektiğini söyledi sonra bir baktım ki; bir aile fotoğrafının içindeyim! Bir anlamda, Tomris Hanım'ın bana yapmış olduğu büyük bir sürprizdi. Açıkçası Hatırla Sevgili bana teklif edilen bir iş değil, yeni mezun olmuş oyuncu adayına verilen bir lütuftu.

Hikayede sizi çeken yön neydi?
Lise ve üniversite yıllarımda okuduğum kitaplarla, edindiğim bilgilerle bir dünya görüşü oluşturdum kendime. Yakın tarihimizde merak ettiğim, ilgi duyduğum bir dönemde yaşananları ele alıyordu Hatırla Sevgili. Hayal et deseler, böyle bir projede yer alacağımı hayal edemezdim. 

Harun karakteri nasıl biriydi?
Harun, Anadolu gencinin temsilidir. Ordu'dan, memleketinden İstanbul'a okumaya gelen bir delikanlıydı. Ergenlikten, olgunluk dönemine geçişte dünya görüşünü oluşturmuş; araştıran, okuyan, olaylara duyarsız kalmayan bir gençti. Çok ön planda olmayı sevmezdi  fakat dönem hareketlerinde aktif rol alan bir devrimci ruhu vardı. Aynı zamanda Işık'ı sıkmadan boğmadan seven, onu sadece sevgi ile kucaklayan bir aşıktı. 

Hatırla Sevgili' nin diğer işlerinizden ayrılan yönü, kariyerinizdeki önemi nedir?
Hatırla Sevgili, televizyon dünyasında yaptığım ilk iştir. Üzerinden sekiz yıl geçmesine rağmen hala sokakta Harun olarak tanınıyorum ve bu da her defasında bir kez daha mutlu olmama sebep oluyor.

Setten hatıra olarak aldığınız, size kalan bir şey var mı?
Öncelikle bir sürü güzel dost edindim en önemlisi. Tabii dizideki parkamı ve döneme ait birkaç kitabı da almayı ihmal etmedim!

Öğrenci hareketleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Dönemin öğrenci hareketleri; bilgili, daha bağımsız bir ülke isteyen, gelecek adına özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren gençlerin önderliğinde oluşmuş dünya çapında bir harekettir. İçinde kasıtlı olarak şiddet ve olumsuz bir şey barındırmadı. Ama bir takım gruplar; gençlerin bu temiz, saf isteklerini görmedi ve gençliğin önüne duvar ördüler. En öndekiler de bu duvarın altında kaldı. 

Çekimler sırasında unutamadığınız bir anı var mı?
Çok anı var aslında.. 'Kanlı Pazar' sahneleri çekilirken tüm ekip oradaydık. Bir kare çarptı gözüme; Tomris Hanım ve prodüksiyondan birkaç kişi kol kola girmiş, kalabalığın önünde yürüyorlardı. Unutamadığım güzel bir fotoğraf karesiydi. Yine bir gün, Taksim Meydanı'nda miting sahnesini çekiyorduk. O anda tesadüfen orada olan sol görüşlü bir kalabalık, bize katılmak istedi ve bize doğru yürüdüler. Fakat aramıza polisler girdi. 'Keşke bıraksalardı, kucaklaşsaydık!' diye geçmiştir hep içimden. O yoğun duygularla, ekipteki herkes bunu istemişti o an. Bugünkü miting yapma, protesto etme alışkanlığı; o dönemin gençlerinin bize bıraktığı bir miras, bir söz söyleme, hak arama biçimidir bana göre.

En çok etkilendiğiniz sahne hangisiydi?
Berk Hakman'ın oynadığı Deniz karakterinin öldüğü sahneden çok etkilenmiştim. Dizide çektiğimiz, Menderes dönemindeki tüm mahkeme sahnelerini de önemsiyorum. Çünkü bu sahnelerin altında hep bir adalet vurgusu vardır, bunu gözden kaçırmamak lazım.

Son olarak; izleyen, izlettiren, emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Çok kıymetli bir dönemin ve projenin parçası oldum. Kariyerim için çok güzel bir başlangıç oldu. Bunu hatırlayan ve hatırlatan herkese, size de çok teşekkürler. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER