Farkındaysanız dizinin akış ve işlenmesi ile ilgili fazla bir söz
söylemedim. Evet, tabii ki bazı itirazlarım var. Tiyatro kökenli oyuncuların
bir televizyon dizisinde teatral olmamayı en iyi halledebilecek kişiler
olduğuna inanıyorum ama, maalesef bu inanışımı boşa çıkaracak sahneler mevcut
dizide. Bu tip, belki de sadece beni rahatsız eden ayrıntı dışında prodüksiyon
ekibinin hakkını teslim etmeyliyim. En ince detaya kadar işlenmiş bir set ve
kostüm tasarımı ile karşı karşıyayız. Gözümüzün önünden akıp giden ve belki ne
olduğunu bile anlamlandıramadığımız bir ayrıntılar silsilesi izliyoruz ekranda.
Mesela reyonlarda sergilenen eldivenler hiç dikkatinizi çekti mi?
Benim çekmemişti ancak sonradan öğrendim ki ilk sezonda dizide kullanılan eldivenler,
müzayedelerden satın alınarak önce buharlanıp sonra ütülenerek “yeni” görüntüsü
verildikten sonra mağazada dekor yapılıyor. İkinci sezondaki kadın
eldivenleriyse üzerinde sergilenecekleri muhtelif formlardaki el figürleri ile
beraber 200 küsur yıllık bir İngiliz markası olan Dent & Sons firmasından
gönderiliyor.
Bütün bunlar ne demek? Para demek kardeşim, para! Bütçe geniş
tutulmakla kalmamış, bu geniş bütçe de oldukça verimli ve ses getirecek şekilde
kullanılmış. Bunda muhtemelen halen Oxford Street'in en önemli alışveriş
mekânlarından birisi olmaya devam eden Selfridge's mağazasının da payı vardır.
Eh, kolay değil tabii iki sezon boyunda, hem de en iyi zamanda hafta ardına
hafta mağazanın ismini ekrana taşımak ve izleyiciyi markanın hikâyesi içine
dâhil etmek.
Dizi aslında Lindy Woodhead'ın
Shopping, Seduction and Mr.
Selfridge isimli kitabına dayandırılarak senaryolaştırılmış. Prodüksiyon
tasarımını iki, set dekorasyonunuysa dört kişi sırtlamış. Bazı bölümlerde
kullanılan dekorasyon malzemesi daha önceden aşina olduğumuz bazı başka
prodüksiyonlardan kalma. Prodüksiyon tasarımı sorumlusu Sonja Klein mesela,
daha önce çalışmış olduğu
Gladiator ve
Tomb Raider sinema
projelerinde kullandığı bazı kumaşları Harry'nin evini dekore ederken perde ve
yatak örtüsü olarak diziye dâhil ediyor.
Giysi tasarımcısı James Keat de söz konusu kitaptaki eski fotoğraflara
bakarak giydirdiğini söylüyor oyuncuları. Her ne kadar fotoğraflar bir referans
noktası oluştursa da unutmamak lâzım ki hepsi siyah/beyaz çekilmiş. Dolayısıyla
gerekli olan ikinci referansı dönem tablolarında kullanılan renklerden alıyor
ekip. Alma-Tadema, Lord Leighton gibi 19. yüzyıl İngiliz ressamların
resimlerine sıklıkla müracaat ediyorlar zamanın ruhunu yakalamak ve o dönemdeki
renk kullanımını görmek için.Çoğu sıfırdan dikilmiş elbiselerin
bazılarında, özellikle yelek ve kravatlarda eski kumaşlar kullanılıyor. Eldekilerle dönemin giysilerini yeniden
tasarlamak imkânsız kaldığındaysa müzeden 100 yıllık giysiler çıkarılarak
giydiriliyor oyunculara.
Harry'nin karısı Rose, sevgilisi Ellen Love ve sosyelit “ikoncan” Lady
Mae'in giysileri, danteller, brodeler ve ipek taftalar kullanılarak dönemin en
pahalı ve seçkin kumaşlarından tasarlanıyor. Diğer karakterler ve mağaza
çalışanlarının özel hayatlarında gördüğümüz giysilerse özellikle “20 yıldır
giyiliyor” havası verilmiş kumaşlardan dikiliyor.
Eh, herkes sınıfını bilecek kardeşim.