İyi de, nasıl olacak da olacak bu iş ve Harry'nin
ekibi ne yapacak da daha ucuza bir parfüm üretebilecek? Eh, sanayi devrimimiz
ne güne duruyor? Tekstille başladığı bilinse de sanayi devriminden en çok
nasiplenenin kimya sektörü olduğu aşikâr. Parfümlerin sadece çok seçkin bir
azınlığın kullanımından çıkıp geniş kitlelere hitap edebilir olması da bu
sayede mümkün oluyor zaten. Daha önceleri parfüm imalatında kullanılan nadir ve
pahalı doğal yağlar yerine kimya fabrikaları onların (veya onların
karakteristik kokularını veren tekil moleküllerin) yapay alternatiflerini,
üstelik kesir sayılabilecek bir fiyata üretiyor ve parfüm fabrikalarının
hizmetine sunuyor. Hammaddenin ucuzlaması da parfümün toplam maliyetini hatırı
sayılır ölçüde aşağı çekiyor ve sokaktaki kadın -veya adam- da bu sayede kokulu
ürünlerden nasibini alabiliyor. Bu olmasa çabalamak nafile, zira düşük gelir
sahipleri aynı Agnes gibi en fazla lavanta kolonyası ile yetinmek durumunda
kalacaklar.
Selfridge'in yapacağı ve yaptığı da bu işte.
Mevsim bahara, aylar mayıs'a yaklaşırken raflara çıkacak olan ev içi parfümde,
mayıs çiçeği veya çan çiçeği diye de bilinen müge kokusu hâkim olacak. Her yıl
mayıs ayının ilk günü Paris sokaklarındaki seyyar satıcıların, sadece o gün
için belediyeye kaldırım işgaliye vergisi ödemeden satışını yapabildikleri ve
günün tarihsel önemi nedeniyle bir günlüğüne proleterlerin de yakalarını
süsleyen nefis görünümlü, bir o kadar da değişik kokulu çiçekçikler Selfridge's
şişeleri içinde alkolde çözünmüş kokusal benzerlerini müşterilere sunacaklar.
Müge ya da Çan Çiçeği olarak bilinen Convallaria majalis
Müge, yani binomial nomenklatura'daki adı ile
(bitki ve canlıların latince ikili isim sisteminin uluslararası standardı. ) Convallaria
majalis, baygın ve neredeyse narkotik çekicilikte kokusunun yanısıra son
derece zehirli bir çiçek. İngilizce'de lilly of the valley diye ifade
ediliyor ve bizim kerâmeti kendinden menkul çevirmenlerimiz, mügeli parfümlerin
tanıtım bültenlerine İngilizce'sinden mülhem “vadideki zambak” olarak tercüme
ediyorlar ismini çoğu zaman.
Parfümün müge temalı olmasının tek sebebi elbette
lansman tarihinin hikâye olarak da çiçeğe uygun düştüğü bir ayda yapılacak
olması değil. Müge, doğal yöntemlerle kokulu özyağının elde edilmesi mümkün
olmayan bir çiçek. Parfümörler, o zamana kadar yasemin, portakal çiçeği ve gül notalarını bir araya getirerek bir müge kokusu izlenimi yaratmaya çalışıyorlar ancak hem sonuç başarılı değil, hem de hepsi doğal mazeme olmaları nedeniyle maliyet oldukça yüksek oluyor. Müge temalı parfümler de bu nedenle ancak sanayi devrimi sonrası ortaya Müge temalı parfümler de ancak sanayi devrimi sonrası
fırlıyor zaten ortaya. Sebep, doğal olarak kokusu çıkarılamayan müge çiçeğinin
karakteristik kokusunu veren hydroxycitronellal isimli molekülün artık
fabrikaların laboratuvarlarında sentezlenebilmesi, bunun da parfümörlere o güne
kadar ellerinde olmayan bir imkânı, hem de ekonomik bir uygunluk içinde
sunması.
Antrparantez, mügeli bir parfüm nasıl kokar merak
edenler hemen bir parfümeriye koşup Dior'un efsanevi Diorissimo'sunu
koklayabilirler.
Dizide, satır arasında da olsa zaten “Kimya
alanındaki gelişmeler nedeniyle artık ucuza parfüm üretmek mümkün” denilerek
merdiven başındaki sohbette bu bilgi veriliyor.
// Tanıtım için Harry, metresi Ellen Love'ın
ağzını arıyor. Soyunma odasındaki geçen bu sohbette Love önce fikrin üzerine
atlıyor. Aklından geçen Guerlain gibi seçkin bir markanın medyatik yüzü olmak.
Ne var ki Harry parfümün ev içi bir marka ile düşük fiyatta satılacağından
bahsedince yüzü asılıveriyor hanımefendinin. Londra gece hayatında marka olmuş
isminin banyo tuzlarının ve kozmetik sirkelerin yanında konumlandırılacak bir
şişeyle bağlantılı olmasını istemiyor.
Ancak Harry'nin şapkasında tavşan çok. Demiştik
ilk sayfada, “Vitrin tasarımı Selfridge's ismi ile özdeşleşmiş uygulamalardan
biridir” diye. Arkasını dönüp istiridyesini lüpletirken dış vitrini komple yeni
çıkacak parfüme ayıracağını Love'a trolleyince,
bu kez hanımefendide otuziki diş meydana çıkıveriyor ve hemen akabinde kendisini
Harry'sine mutlu mesut sarılırken görüyoruz.
Gelin görün ki bu da gerçekleşemiyor zira tanıtım
için çekilen fotoğraflar kumar düşkünü ve yasak aşklı bir hayat yaşamakta olan
Harry'nin ahlâkına uygun gelmiyor ve mağazasının “aile mağazası” olma haline
yakıştıramıyor metresinin elaleme sergilenecek şuh pozlarını. Onun yerini de
elbette tasarımcı Henri'nin çizdiği stilize müge çiçeği posterleri alıyor.
Bölümün final sahnelerinden birinde Henri ve asistanı Agnes, Selfridge's için hazırlanan parfümün sergilendiği tematik vitrinin önünde Son sahnede Agnes ile Henri'yi ışıklı Selfridges
vitrininde Unforgettable ismini alan parfümün sergilenişini izlerken
görüyoruz. Pahalı marka parfümlerin yanına Selfridge's kendi parfümünü daha
ucuz bir fiyatta konumlandırarak birden fazla pazar katmanına hitap etmeyi başarmış,
bunu da vitrininden estetize edilmiş bir üç boyutlu tabloyla ilan etmiştir.
Efendim, muhtemelen iki yıldır yayınlanmakta olan bu diziyi izlemişsinizdir veya bu günlerde Digitürk'te yayınlanan tekrar bölümlerini izlemektesinizdir. Eh, zaten durum buysa, bizimki boş laf kalır sizin yaşadığınız veya yaşamakta olduğunuz Mr. Selfridge deneyimi ve keyfi yanında. Boş lafı da uzatmanın anlamı yok; sabrınıza teşekkür ederek müsaadenizi rica edeyim ben artık.
Vedat Ozan'dan Anno 1790 İncelemesi