Tatlı Küçük Yalancılar: Alışkanlıklarınızın dışına çıkmaya hazır mısınız?

Bizim Tatlı Küçük Yalancılar mı?
Gülçem Güçlü

Pretty Little Liars'ın sıkı takipçisiyim, dizinin altıncı sezonu yayınlanmasına rağmen müthiş karmaşık bir kurgu ve çok ince planlanmış ipuçlarıyla öyle bir ilerliyor ki neredeyse her gün ortaya yeni bir teori çıkıyor ve takip etmek için oldukça çaba sarfediyorum. Haliyle Tatlı Küçük Yalancılar’ı da ön yargılarımla birlikte izledim; sonunda da ön yargılarım galip geldi. Jenerik çok hoşuma gitti, ayrıca jenerik müziğinde kullanılan şarkıyı Sertab Erener'in seslendirmesi de mükemmel bir seçim olmuş.

Bir de kızların anneleri ve onları canlandıran oyuncular hakkında iyi şeyler söyleyebilirim sonrası için pek iyimser konuşamayacağım. Gerilim yaratılmak istenen sahneler gayet güzelken ve o hissi alabiliyorken uzuuuun uzun çalan müzik bölüm boyunca oldukça rahatsız etti.

Bizim bir bölümlük dizi süremizin Amerika’da neredeyse üç bölüme denk geldiği gerçeğini göz önünde tutarak; olayların fazla hızlı ilerlediğini düşünüyorum. Daha önce PLL izlememiş olsam kim kimdi, bunun ne olayı oldu diye karıştırırdım herhalde. Bir de kimin biraz karanlık taraf olduğunu ya da bir şeyler sakladığını hemen görmeseydik keşke...

Amerikan İngilizcesi/İngiliz İngilizcesi farkı, kızların ad-soyadlarından ya da birçok farklı ipuçlarıyla yapılan anagramlar; ekranda görünen gölgeden tutun da küçük bir dekorun bile ipucu sayılıp belki de birkaç sezon sonra kilit bir olayda şak diye karşımıza çıkması benim PLL izlerken en keyif aldığım şeylerdir. Bunların en azından dil farkından dolayı bile bizdeki versiyonunda yapılamayacağını düşünüyorum.

Özetle, ‘‘PLL devam ediyorken ve hâlâ büyük bir heyecanla kendisini izlettirebiliyorken neden bir de Tatlı Küçük Yalancılar’ı izleyeyim" sorusunun cevabını ilk bölümde alamadım. Umarım kendi cevaplarını bulanlar ve ilk kez bu dünyayı izleyenler keyif almışlardır.

Emeği geçenlerin ellerine sağlık.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER