Tatlı Küçük Yalancılar: Alışkanlıklarınızın dışına çıkmaya hazır mısınız?
06 Temmuz 2015
Keyfi geriliminde saklı...
Merve Yıldırım
Pretty Little Liars izlemedim; dolayısıyla oyuncular karakterlere uymuş mu, hikaye nasıl uyarlanmış, neler olmuş, neler olmamış gibi düşüncelerden uzak olarak başladım izlemeye.
Kimdir bu ‘A’ sorusu ile uzun bir süre meşgul olacağız -ki mesele de o- fakat bu ‘A’ denen insan evladı nasıl tüm kızlara yetişiyor? Kafamda deli sorular! ‘A’dan daha çok nasıl yetiştiğini merak ediyorum desem, yalan olmaz.
Şöyle bir düşünüyorum da Cem Karcı’nın elinin değdiği tüm işlerle yolum kesişmiş. Hele hele ilk kez tek başına dünyasını kurduğu Uçurum’u gözümü kırpmadan izlerdim. Haliyle Cem Karcı rejisi denilince ‘koş Merve, koş ekran başına’ algısı oluşuyor bende. Tatlı Küçük Yalancılar’ın kendisine hayranlığımı biraz daha arttıran bir ilk bölümle ‘merhaba’ dediğini söylemeliyim. Çok beğendim, emeklerine sağlık.
Selin, Hande, Aslı, Ebru, Açelya… Daha net şeyler söyleyebilmek için karakterlerin ruhlarında gezintiler yapmam, biraz içli dışlı olmam gerekse de ilk bölüm itibariyle Selin’e bayıldım. Ebru’ya ise biraz mesafeliyim. Karakterinden ötürü mü yoksa oyunculuğundan kaynaklı mı böyle hissettim, bilemedim. Fakat yolun çok başında olduklarını düşünüyor ve böyle ufak tefek ‘acaba’lara gömülmek istemiyorum.
İlginçtir, Şükrü Özyıldız’ı izlemeyi çok severim ama ilk sahnelerde karakterine inanamam. Yine aynı şey oldu; ta ki çantası, ceketi, gözlükleri sınıfa girene kadar. O sahne bir ‘vayyy’ dedirtti.
Bol şiddetli, kanlı sahnelere gözlerimi kapatarak baksam da içinde kan barındırmayan gerilimleri severim. Bölümün gerilim dozuna kalpler gönderebilirim o vakit. Sözün özü Tatlı Küçük Yalancılar ilk bölüm itibariyle gönlümü çaldı. Bir sonraki bölümü iple çekmek için sebebim çok.
Tüm ekibin yolu açık, şansı bol olsun!