Tatlı Küçük Yalancılar: Alışkanlıklarınızın dışına çıkmaya hazır mısınız?

Bir takım saçsal problemler
Ezgi Çeltek

6 sezondur yayınlanan Pretty Little Liars’ın Tatlı Küçük Yalancılar olarak uyarlanacağını öğrendiğimden beri burun kıvırdım, “Beceremezler ki” dedim, armutun sapı üzümün çöpü derken bu akşam yayınlanan ilk bölümü izledim. Ciddi anlamda rahatsız eden bazı noktalar olsa da tükürdüğümü yaladığımı söylemeden geçemeyeceğim.

Öncelikle orijinalinde kullanılan ve The Pierces grubu tarafından seslendirilen “Secret” adlı şarkının Türkçe yorumlanması süper bir fikir. Yorumlayan da Sertab Erener olunca tadından yenmiyor doğrusu. Buz gibi bir ifadeyle izlemeye başladığım diziye bir anda ısıtıverdi, alkış! Efendim jenerik bitti, dizi başladı, karanlık sahnelere geçildi. Güzel müstakil evler, Aslı’nın oturduğu deniz kıyısı, gittikleri okul vesaire... Mekan seçimleri ve sahne çekimleri şahane, içim açıldı izlerken. Yaşasın zenginlique! İşin teknik kısmından pek anlamam ama görüntü olarak da çok tatmin ediciydi, emeği geçenleri tebrik etmek gerek. Ayrıca dizinin bel kemiği olan gerilim hissini son noktasına kadar vermişler, bunda da hiçbir sıkıntı yok. Ha şu var; 20’şer bölümden oluşan 40’ar dakikalık bir dizi, 90 dakikalık bölümlerle yayınlanacaksa o gerilimin dozajı biraz düşürülsün ve aşksal meşksel olaylara ağırlık verilsin görüşündeyim. Kalp dayanmaz çünkü.

Bunları geçecek olursam beni asıl rahatsız eden şey bazı oyuncu seçimleri oldu. Eğer doğrudan bir uyarlamadan bahsediyorsak, oyuncuların da fiziksel olarak orjinaliyle %90 uyuşmasını tercih ediyorum. Baktığım ilk şey o oluyor. Bir de 6 yıldır PLL izlediğimden mütevellit ister istemez, gözlerim onları arıyor. Hande rolüyle izlediğimiz Melisa Şenolsun ve Eren rolündeki Şükrü Özyıldız’da hiçbir problem yok. Karakterlere cuk diye oturmuşlar, inanılmaz yakışmışlar, hiç göz tırmalamıyor. Hele Melisa Şenolsun harika bir Hanna olmuş, kendisine cidden bayıldım. Selin rolündeki Büşra Develi de Spencer’ın kişilik özelliklerini çok güzel yansıtmış fakat Spencer’daki o hava, o cool’luk pek yok gibi. Yine de diğerleri arasından sıyrılıp kendini göstermeyi başardı. Ebru yani Dilan Çiçek Deniz ile ilgili yorum yapmak dahi istemedim, çok üzdü öyle bir Emily yorumu görmek. En beğenmediğim performan oldu. Kızlarımızın annelerinin her biri şahane olmuş, bilhassa Gökçe Yanardağ rocks! Tam bir Ashley Marin, tam bir “yalnız anne”. Emeğine sağlık! Toprak rolündeki Burak Deniz ise çok tartışmalı. Oyunculuk gayet iyi, fakat Toby’nin o çekingenliği, içine kapanıklığı, hafif ezik hali malesef Toprak’ta yok.

Şimdi gelelim beni asıl kahreden kısma: Bu kızların saçlarıyla zorunuz ne sizin kuzum? Selin’in saçlar neden kısacık? Nereye gitti saçlarının on asağladığı o eda, o hava? Hadi onu geçtim, esas kızımız Açelya neden sarı değil de kuzgun karası saçlara sahip? PLL izleyenler bilir, Alison’ın sarı saçlarının Hanna için önemini. Bunu biz izleyicilere neden vermediniz? En önemlisi; Janset’in saçları neden cart kırmızı? Kör olduktan sonra tamamen kabuğuna çekilen ve gölgelerde yaşamayı tercih eden Jenna son derece silik bir tarza bürünmüştü, gözleri kör eden bu renk neyin nesidir? Umarım ilerleyen bölümlerde tüm bu soruların cevabını alırız ve umarım bu seçimler hikaye örgüsünü de farklı etkileyecek tercihlerdir.

Tüm bunları bir kenara koyacak olursam; dizi genel olarak olmuş mu olmamış mı derseniz, olmuş diyorum. Dizinin genel dokusu bozulmamış gibi görünüyor, istenen şey hemen hemen veriliyor ve işin tekniği yıkılıyor! Bu güzel yapımda emeği geçen herkese teşekkürler, saygılar, sevgiler ve de bol reytingler dilerim
Bu arada; Mona nerede?
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER