Diriliş Ertuğrul: 13’üncü yüzyıla ışınlanıp geleceğim!

Bu kısa sohbetin ardından sessizlik sağlanıyor ve kamera akıyor. Çekilen sahne en azından bu yıl dizinin gidişatını pek etkilemeyebilir fakat yepyeni bir tarihi dönemin sayfalarını araladığı için oldukça önemli. Süleyman Şah, Kayı Obası’nın geleceğine ve tarihe yönlendirecek ve ileride Osman Gazi olarak anılacak Ertuğrul ile Halime Hatun’un oğlu Osman’ı Ertuğrul’un kucağına verir ve ortadan kaybolur.

İçten içe bir yanım çekimlere çok az bakıp soluğu Riva’daki sette, Barış Bağcı ile Kaan Taşaner’in çekimlerini izle derken, diğer yanım ise hazır karşında Engin Altan Düzyatan ve Serdar Gökhan duruyor. Kal burada ve biraz onlarla konuş diyor. Tabii yönetmen Günay’ı gözlemlemek de ikinci tercihin en büyük artısı. Sonuç olarak ikincisinde karar kılıyorum.

Bu sırada yönetmenin yanında oturan kişi dikkatimi çekiyor. Onu gözlemekten çekilen sahneye bile odaklanamıyorum. Çok rahat ve sete hâkim bir duruşu var. Nuray Hanım’a bu kişinin kim olduğunu sorduğumda aldığım cevaba şaşırıyorum. Çünkü bu kişi dizinin yapımcısı ve  senaristiMehmet Bozdağ’dan başkası değil. Kendisi yazın çekeceği büyük bir tarihi filme hazırlanıyor şu sıralar. ‘Diriliş Ertuğrul’daki tarihi görkemi bu sefer beyazperdede yansıtacak. Açıkçası şaşkınlığımı gizleyemiyorum; çünkü tarihe bu kadar hâkim olan, sette herkesin saygıyla ve övgü dolu sözlerle bahsettiği kişinin henüz 30’lu yaşlarının başında olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.


Yazı devam ediyor...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER