Beykoz Kundura Fabrikası’na geldiğimizde otomobilden iner
inmez sabah ayazı yüzüme vuruyor. O an "Daha ne kadar kalın giyinebilirdim
ki?’’ diye düşünüyorum. Çünkü Leonardo Di Caprio’nun Oscarlık hareketi ‘The
Revenant’ta savaştığı ayının postunu aratmayacak kalınlıkta bir montlayım. İlk
durağımız o gün çekimlerin yapıldığı ‘Yunus Emre’ seti. Bu diziyle ilgili set
izlenimini ayrı bir yazıda paylaşacağım.
Oyuncularla kısa röportajlar yaptıktan sonra asıl gelme
amacımıza doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Tam 50.000 metrekarelik kapalı
alana kurulu ‘Diriliş Ertuğrul’ seti karşımızda! Halep Sarayı’ndan arz odasına,
Karatoygar’ın mekânından Selçuklu Kasrı’na bir dönemin tüm kültürel ve tarihi
nişaneleri özenli detaylarla hazırlanmış. 60 kişilik sanat ekibi dizi
başlamadan dört ay önce çalışmış. Ve Ertuğrul Gazi dönemindeki tüm değişkenler
düşünüldüğü için çalışmaya da devam ediyorlar. Dizinin seti bu 50.000
metrekarelik kapalı alanla sınırlı değil tabii. Tapınakçıların zindanı,
Süleyman Şah’ın çadırı ve Halep çarşısı gibi kilit mekânlar da 5000
metrekarelik iç alanda kurulmuş. ‘Diriliş Ertuğrul’ eğer çarşamba akşamlarını
zirvede kapatıyorsa bunda sanat yönetmenliğinin payı yadsınamayacak kadar
büyük.
Yazı devam ediyor...