Masumlar mı değiller mi?
Mağdurlar mı değiller mi?
Haklılar mı değiller mi?
Sinirliler mi değiller mi?
Hastalar mı değiller mi?
Belki hepsi tartışılır belki hepsi üzerine çizgi atılabilir
ama gerçek var ki hepsi yaşamayı seviyor. Hepsinin umutları var. Kiminin
umudu çamaşır suyunda kiminin
kitaplarında kimisi çöpte arıyor. Neriman ise okulda...
Evet, sıra geldi evin en miniği ama aslında en olgun
kişisine: Neriman Derenoğlu. Diğerleri hatırlarken bir şekilde annelerini o
asla ama asla hatırlamıyor. Diğerlerinin anıları varken Neriman anı ekleyememiş
hayatına. Hepsi iyi ya da kötü söz ederken anneden Neriman sadece sözlerle,
denilenlerle, anlatılanlarla biliyor.
"Hani deneyimi yaşayarak öğrenmek isteriz, ya!"
Heh işte tam da o kısım Neriman da eksik. Baba hasta, anne yok, büyük abla
şiddete meyilli, küçüğü hem büyüğünün takip ediyor hem hayal aleminde. Abi???
Destek olmaya çalışıyor ayrı türlü olamıyor başka türlü. Arada kalmışlık en
zorudur kimine göre.
Şükür okula gidiyor, şükür arkadaşları var, şükür
dersleriyle ilgileniyor, şükür sessiz, şükür ses çıkarmıyor. Bu mu gerçek
Neriman? Bunları mı istiyor? Kimse bilmiyor ki ne ister Neriman? Kime neyi
anlatsın Neriman? Adıyla yaşamaya çalışıyor, çabalıyor. Cesur olmak zorunda,
güçlü görünmeli. Okul bir nefes alma yeri sanıyorken evdeki ablaları oysa dar
kafese sıkışıyor başka türlü...
Ne arkadaşı var ne sohbet ettiği. Ders notlarını düzenli
alıyor diye konuşanlar, dalga geçenler, itip kakanlar, ruhuna iniş
yapamayanlar... Eve geldiğinde içine açamamak sürekli içine ağlamak. Hayat beş
kat zor tam da üniversite çağındaki Neriman'a.
Ege'nin kalbini burada kazandın tatlı qız ^.^
İşte tam da o sırada bir ışık göründü karşıdan. Bi' dilim keke
hasret Neriman'ı gülüşüyle selamladı Ege. Anlama veremedi, şaşırdı, garip
geldi. Sonra anlamaya çalıştı ve anlamlandırmakta zorlandı. Aşık oldu cesur
Neriman'a. Neriman'ın yanı dolduğunda, onu çıkarsız sevdiğinde, yardım
ettiğinde, destek olduğunda Ege'yi içimize sokmak geldi. (Kabul edin, afacan Ege
aşık oldu bizim kıza) Yaralarını sarmak istedi, kaçamak yaptırmak istedi. İçini
döktü, yardım diledi de... Bi' sevdiğini söyleyemedi.
Gelecek bir gün ve hepsi geçip gidecek usulca. Biz Ege ile
Neriman'ın sağlıklı ilişkisine merhaba derken onlar gençlik rüzgarlarıyla
yelken açacaklar. Gelecek üniversite sıraları ve hayat onların yelkenlerine bir
darbe atacak. Yılmadan ayağa kalkacaklar belki de Akdeniz'in sularında bir
başlarına... (Üfffff ne hayaller ne hayaller, du' hele bugün anlaşsınlar da.)
Ege'nin sevmediğimiz kız olan Gamze'ye sevgilim demesi biraz
ortalığı karıştırsa da bunun Neriman'ın başka bir sınavı olduğunu düşünüyorum.
Tamam, Gamze'nin Neriman'a yaptırdığı kötü şeyleri tasvip edip kabul etmiyorum
ama bir taraftan da Neriman'ın kendini bulmaya çalıştığını düşünüyorum. En
azından bu olayların darbesini şimdi yiyecek. Yarın üniversite sıralarında
vereceği savaşlar bu kadar kolay olmaz çünkü!... Üstelik bugün yanında Ege'si
var onu usulca koruyan... Emir Özden'e kocaman alkış.
İyisiyle, kötüsüyle be Nericiğim
Cesur Neriman'a kızdığım tek nokta ise şu: Sen Gamze'ye uyup
yaptıklarına aileni karıştıramazsın. Eğer habersiz terasa davet edeceksen
arkadaşlarını ailene de sahip çıkacaksın. Onların kim olduğunu söyleyip
saklamayacaksın çünkü aile her şeydir Neri. ♥ Tamam senin
ailen biraz farklı olabilir ama bunun nedeni geçmişiniz, ebeveynlerinizin sizlere
biçtiği günlerin meyveleri. Toplanmayan, sürekli dağılan sözler. Var bir çaresi
var bir çözümü. Bu yolu yürüyeceksin onlarla, Ege'yle...
İyileşecek kolunun çizikleri.
Daima gülümseyecek dudakların.
Çıkacak dilinden sevgi sözcükleri.
Mutsuz dünleri poşete atıp neşeli yarınları avucunda tutacaksın ve büyüyüp
bi' rüya olarak hatırlayacaksın bugünleri...
Cesur Neriman'ın, güzel kızım...
Bonus görsel. En iyi ürün yerleştirme. Ege'den "Nasıl yara sarılır?" sorusuna cevap ^^
Sevgiler...