Diriliş Ertuğrul: 13’üncü yüzyıla ışınlanıp geleceğim!

Sohbetin sonuna geldiğimizde dışarıdan motor sesleri geliyor, set artık toplanmış ve paydos demiş. Biz de Düzyatan’ın bir an önce evine gidip oğluna kavuşması için onu daha fazla tutmuyoruz.

Riva’daki platoya geri döndüğümde obaların ortasında yer alan meydandaki toprakta bir sürü iz görünce oldukça büyük bir sahnenin çekildiğini tahmin ediyorum. İçten içe "asıl olay buradaymış" diye düşünsem de nafile deyip setteki detaylara bakmak için çadırların arasında dolaşıyorum. Bu kadar büyük bir prodüksiyon söz konusu olunca ister istemez güvenliğin nasıl sağlandığını soruyorum. Sonuçta bir kişi bu alana girse ve es kaza ufacık bir yeri tutuştursa sanat yönetmeninin aylarca verdiği tüm emek heba olur. Nuray Hanım da aynı durumdan ötürü ekstra güvenlik önlemi aldıklarını dile getiriyor.

Sabah 9 buçukta başlayıp akşam üstü 5’te sona eren maceranın sonunda soğuk tüm uzuvlarını ele geçirmişken ardında bir mutluluk da bırakıyor. Gün boyu ikram edilen çay, kahve ve baklava ile Nuray Hanım’ın RaniniTV için setteki tüm oyuncuların fotoğrafını çektirme ve röportaj ayarlama uğraşıyla birlikte çok güzel ağırlandığımı söyleyebilirim.

Yaklaşık iki yıl sonra bu set izlenimi yazısıyla beğendiğimiz, tutkuyla bağlı olduğumuz veya olumsuz yorumlarla iğnelediğimiz yapımların ardında ne kadar büyük bir emek yaşadığını tekrar görmüş oldum. Ben, bu aranın üstümde yarattığı pası umarım bu yazıda atmışımdır ve sizler de keyifle okumuş, sadece bir kahramanı değil deyim yerindeyse bir tarihi dönemi klonlayan ‘Diriliş Ertuğrul’un set fotoğraflarıyla o ortama kısa süreliğine de olsa gidebilmişsinizdir.

Set izlenimlerinin devamı gelecek; hem de oldukça yakında!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER