Dikkatimi toplayıp kafama çevirdiğimde karşımda Engin
Altan Düzyatan’ı görüyorum. Çekim arasında soluklanan oyuncuya kendimi
tanıtıyorum. O da Günay gibi RaniniTV’deki yazıları takip ettiğini ve siteyi
çok beğendiğini belirtiyor. Fakat söz konusu birkaç soruluk röportaj olduğunda
izin isteyip çekimlerden sonra karavanda yapılmasını rica ediyor.
Aynı sahne yaklaşık 10 tekrarla (tabii yakın plan ve
farklı açılardan çekimler yapılıyor) tamamlanıyor. Sonrasında da soluğu
Düzyatan’ın karavanında alıyoruz. Hazır bu fırsatı yakalamışken yıllar önce iki
kere gittiğim, DOT’un ‘Kürklü Merkür’ oyunundan sözü açıyorum. Düzyatan, ‘Diriliş
Ertuğrul’la ilgili bir yorum beklerken bu oyunu duyunca şaşırıp seviniyor.
Sonuçta ‘Kürklü Merkür’den bahsetmeden olmazdı. Bana göre Serkan Altunorak,
Tuğrul Tülek, Rıza Kocaoğlu ve kendisinin oyunculuk açısından devleştikleri bir
prodüksiyondu. Bu yorumdan sonra hemen söz, babalığa geliyor. Baba olduktan
sonra iş disiplininde değişiklik olup olmadığını soruyorum. Sonuçta en azından
evine daha erken gitmek istiyordur. "Bir an önce gitmek istiyorsun ama bir şey
de yapamıyorsun, şartlar belli. Şansıma çok ağır çalışan bir ekip değiliz’’
diyor ünlü oyuncu.
Yazı devam ediyor...