Konuya uzun uzadıya girizgâh yapmadan direk gireceğim.
Ranini, “Diriliş Ertuğrul set gezisi var, gider misin?” diye sorduğunda hemen
cevap verememiştim. Çünkü bu dizi benim için bir yanda sadece tek bir bölümünü
izlediğim dizi, diğer yanda ise her perşembe sabahı reytinglere baktıktan sonra
“Bir hafta bile değişiklik olmaz mı? Nasıl bir işmiş acaba bu perşembelerin
hükümdarı?” diye sorguladığım yapımı ifade ediyor. Tabii her insanda olduğu
gibi merak duygusu ağır bastı ve yaklaşık dört hafta önce bir pazar sabahı saat
9’da yollara koyuldum. Normalde o saatte hiçbir güç beni uyandıramaz, hele ki
Instagram fotoğraflarındaki güzelliği aratmayacak güzel bir kahvaltı sofrası bile
beni o yataktan ve evimden çıkmamı sağlayamaz. Ancak biraz önce de dediğim gibi
merak insana her şeyi yaptırabiliyor.
Tekden Film’in Halkla İlişkiler Sorumlusu Nuray Durmuş’la
uzun zamandır bahsini duyduğum fakat gitme şansı bulamadığım Beykoz Kundura Fabrikası’na
doğru yola çıkıyoruz. O kadar uzun süre bu set ziyaretlerinden uzak kalmışım ki
Nuray Hanım’a “Bu Beykoz Kundura Fabrikası, Bağcılar’daki İstanbul Film
Stüdyoları gibi mi?” şeklinde sonrasında oldukça yanlış olduğunu fark edeceğim
bir soru soruyorum. Fakat bana da hak verin! En son gittiğim setler ‘Leyla ile
Mecnun’ (O gemi bir gün gelecek, değil mi? Biz âşık ile maşuk misali o gemiyi
bekliyoruz hâlâ) ve ‘Yalan Dünya’ idi. Tabii bir de sadece Instagram
fotoğraflarında gördüğüm Beykoz Kundura Fabrikası’nın 182 dönüme yayıldığı
konusunda en ufak bir fikrim bile yok. ‘Keşanlı Ali Destanı’ndan ‘Öyle Bir
Geçer Zaman Ki’ye, yakın zamanda ‘Tatlı Küçük Yalancılar’dan ‘Arka Sokaklar’a,
yolu bu mekâna düşmemiş neredeyse tek bir dizi bile bulunmuyor. Bu bilgileri
öğrendikten sonra tabii heyecanım iyice artıyor.
Yazı devam ediyor..