Yemek yenilen kısmın sessizliğinde kahvelerimizi
yudumlarken bir anda Kayı Obası’nın sakinleri buraya akın ediyor. Figüranlardan
yaşlıca bir teyze beni görünce ‘’Hoşgeldiniz güzel kızım! Afiyet olsun.’’ diyor
gülümseyerek. Hani "sette aile gibiyiz" söylemi var ya, figüranlar için bu
durum kesinlikle geçerli. Çünkü herkes birbiriyle şen şakrak sohbet edip
yemeklerini yiyor.
Kayı Obası’nın çadırlarının yer aldığı alana gidip
çekimleri izlemek için sabırsızlanırken platonun biraz ilerisindeki ormanlık
alana geçiyoruz.Meğerse Ertuğrul, Alpler ve Süleyman
Şah’ın sahneleri orada çekiliyormuş. Deyim yerindeyse "yolun" olmadığı, küçük
göl olarak adlandırabileceğimiz su birikintileri ile balçıkların içinden
geçerek ve her seferinde saplanmamayı umut ederek zorlu bir güzergâhta yol
alıyoruz.
Yazı devam ediyor...