Ulan İstanbul | Yaren ve Karlos
Duygu TombakYaren ve Karlos… Her dakikaları Sevgililer Günü
tadında geçen bir çift için organizasyon yapmak oldukça zor. Ama olsun,
adettendir, kutlamak lazım. O halde başlıyoruz.
Nereye Gider, ne yer ne içerlerdi?
14 Şubat’ın ilk dakikaları… Harekete geçilmesi
gereken bir operasyon yokken Karlos, Yaren’i kolundan tuttuğu gibi kokoreççiye.
Allah aşkına, bizimkilerin ne işi var herkesin aynı hediyeleri alıp verdiği,
aynı cümleleri kurduğu hatta ve hatta aynı giyindiği restoranlarda? İyi ki geceden kokoreççiye gönderdim. Ama akşama
iş çıkmazsa yine bir romantik organizasyon yaparız. Peki, ama nereye derken
aklıma geldi: Selami Şahin’e! Zaten yılbaşında kanka olmuştuk. Sevgililer Günü'nü de Selami Baba’yla geçirsek fena mı olur? Ama bir ailede babanın yanında
anne de olur. Hiçbir aksiliğin yaşanmadığı bir 14 Şubat günü Yaren’in annesine
de uğrayalım derim. Sevgililer Günü demek ille de romantik aşk yemeklerinin
yendiği, sevgililerin birbirlerine aşk sözcüklerinin söylediği gün değil ya.
Aha, valla hastaneden gülerek çıktılar. Kesin güzel bir şey oldu. Sorup
büyüsünü bozmak istemiyorum. Onlar vakti geldiğinde anlatır zaten. Yüzler
güldüğüne göre o zaman konsereee, yihhuu!
Birbirlerine Ne Hediye Alırlardı?
Karlos için Yaren’e şarkılar yazmak çok…
Alışılmış bir hediye. Zaten
Yanarım
ile zirveye ulaşmış bu kariyerin başka şarkılarla gölgelenmesine izin vermemeli.
O halde… Evreka, evreka! Yaren’in tarzına uygun, şöyle pembeli, taşlı bir
kulaklık. Akla ilk gelen doğrudur mantığından şaşmadan Karlos’un Yaren’e
hediyeye bakalım o halde:
Ohh, hediye arama faslı bitti. Maksat yarım
elma, gönül alma değil mi?
Bu Aşkın Şarkısı Ne Olurdu?
Tabi ki Selami Şahin’den geliyor: İyi ki
Tanıdım. Hem de Selami Şahin ile aynı sahnede, Yaren’in gözlerinin içine baka
baka
Hangi Masalın Kahramanı Olurlardı?
Feleğin çemberinden geçmiş Yaren ve Karlos için uzaklara gitmeye gerek yok. Onların kahramanları Kandemir Abi’leri. Ve hepsi birden bilindik bir masalın yani Robin Hood'un kahramanları değil mi?