Nereye gider, ne yer ne içerlerdi?

Boğaza karşı romantik bir akşam yemeği yiyorlar, bu arada Kertenkele sanatını konuşturuyor ve restoranın piyanosunda bir parça çalıyor Zehra için. Ardından ara sıra yaptıkları gibi bir gece kulübüne gidiyorlar ve eğlencenin tadını çıkarıyorlar. Üstelik bu sefer keyiflerini kaçıracak insanlar da yanlarında değil, başbaşalar! Geceyi sonlandırmadan önce boğaz kenarında bir yürüyüşe çıkıyorlar el ele, kış günü aşkları ısıtıyor içlerini. Belki sahilde salep içiyorlar üzerine. Bu huzur ve aşk dolu sahneleri hayal etmek bile insanı mutlu ediyor. Düşünsenize, bir de dizide görebilseydik!

Birbirlerine Ne Hediye Alırlardı?

Bir kere, Kertenkele’yi kesinlikle salon erkeği haliyle görüyoruz, adeta bir İstanbul Beyefendisi. Şüphesiz, moda guruluğunu konuşturuyor ve Zehra’ya, görenlerin ağzını açık bırakacak şıklıkta bir elbise alıyor hediye olarak. Zehra da, daha önce hediye olarak verdiği tesbihlerin dışına çıkıp, üzerinde ZZ yazan kol düğmeleri hediye ediyor.

Bu aşkın Şarkısı Ne Olurdu?

Kertenkele DJ’i çoktan ayarlamış; en sevdikleri tango çalıyor. Papatya Gibisin! Ve nişandaki gibi dans ediyorlar. Aşk dorukta yaşanıyor! Tabii bütün salon da hayran bizimkilere.

Hangi Masalın Kahramanı Olurlardı?

Canım Zehra'cığım ne kadar saf! Çiftin masalı tabii ki Uyuyan Güzel, zira Kertenkele'nin gerçek kimliğini hâlâ fark edebilmiş değil Zehra. Ve masalda prenses, prensin öpücüğüyle uyanıyorken uykusundan, Zehra da Kertenkele'nin ellerini tuttuğu zaman fark ediyor beyaz atlı prensinin o olduğunu.