2015 yazında, hafta yorgunu Türk insanının eğlenmek, kafa dağıtmak için dışarı çıkmaya niyet ettiği kutsal cuma akşamı bir dizi yayınlamaya başlar, Star Tv ekranlarında. Bu dizi aslında tüm cumaları kiralamaya niyetlidir; çok geçmeden kaç aylık kirayı önden yatırmış olduğuna şaşırırken bulursunuz kendinizi. Bunaltıcı yaz sıcağında, deniz-kum-güneş kokan yazlık projelere inat; klimalı ofis ortamında geçmektedir. çoğunlukla hikaye.. Buna rağmen -hatta belki de tam bu yüzden- güneş çarpmışa çeviren Ege/Akdeniz kıyısı dizilerinin yanında serinletici, hararet alıcı bir etki yaratır bünyelerde. Sanki o güne dek kimsenin farkında olmadığı bir boşluk vardır beyaz ekranda ve o boşluk bir anda doluvermiştir. 

Küçük bir hikayesi vardır. Yalındır hatta... “Ömer’in Defne’si” diye boşuna iki kelimeyle özetlemezler. Kiralık Aşk. Yumuşak kalbini evinin yüksek duvarlarının ardına gizleyen Ömer'in hikayesi. Onun gönlüne fark etmeden köklerini salan bir ağacın en güzel yaprağı olan Defne’sinin hikayesi. Kısa ve öz. Paraya ihtiyacı olan fakir güzel kız; paragöz, oyunbaz yenge; zengin, yakışıklı fakat burnundan kıl aldırmayan esas oğlan. Sonrası.. Sonrası basittir aslında. Yılların eskitemediği Külkedisi hikayesinin, yazanın, yönetenin ve oynayanın hünerli ellerinde aşk ve gururla örülmüş bir dantel eldiven olup, parmaklarımızın arasından geçivermesi. Bu eldivenin hepimizin eline sihirli bir atölyeden çıkmışçasına uyuvermesi. Birden çığ gibi büyüyen ilgi; tozu attırılan rating listeleri; geride bırakılan taş gibi, gedikli dramalar; kesintisiz 52 hafta ekranda kalarak kırılan rekorlar; tek bir mevsime sığmayan bir yaz hikayesinin mevsimlere; sonbahara, kışa, ilkbahara, yaza yayılması...

Ve çok geçmeden, tozlanmasın diye örtüsünü bile kaldırmadığımız misafir koltuklarında, misafir olduklarını bile unutturacak kadar gerçek birer Defne, Ömer, Sinan, Nihan, İso, Koray, Neriman, Serdar, Pamir, Seda bulmamız. 

Kiralık Aşk’ın oyuncuları, hikayenin yaratıcılarının kendilerine biçtiği karakterleri öyle bir giyerler, rollerini öyle bir oynarlar ki konu nerelere gelir, şaşarsınız, şaşarız, şaşarlar. Spin off’ları yapılsın istenen ikililer, üçlüler; "sonsuza dek oynasalar sıkılmadan izlerim" denilen masalsı ama bir o kadar hakiki karakterler yaratırlar. Gerçek hayatın içimizi titreten soğuğuna inat, her cuma bir demlik çayla içimizi ısıtmak üzere kapımızı çalarlar. 

Bugüne kadar ince bellileri doldurup ağırlıkla Kiralık Aşk’ın hikayesine yorum yapan Dilara ve Virgo, bu misafir odasında içecekleri son çayı Kiralık Aşk’ın oyuncuları şerefine yudumlamak istedi. Buyrun. Arzu ederseniz yulaflı bisküviyle, arzu ederseniz bir avuç çekirdekle, arzu ederseniz de sade, demini almış, en tavşan kanı haliyle.
Afiyet olsun!