Ve Cevher malikanesine girdikten sonra Hülya’yla mutluluk
oyunu oynamaya başlayan Kerim, bu oyunu gerçek kılmak istediğini de fark etti.
Bundan sonrasında yaşadıkları her şey onları HülKer olmaya bir adım daha
yaklaştırıyordu.
Önce kalp atışlarını durdurmak istediler, başaramadılar.
Birbirlerinden kaçtılar, inkar ettiler. Sonra kalp atışlarına kulak verdiler,
çaba gösterdiler, birbirlerini anlamaya çalıştılar.
Belki de HülKer’in en güzel dönüm noktasıdır dudaklarının
kalp atışları eşliğinde buluştuğu o an. Hülya’nın aile olmanın mutluluğunu
tattığı, Kerim’in huzuru hissettiği o günler birçok şeyden daha değerliydi
onlar için. İkisinin de hayalleri vardı, ikisinin de istekleri. Ama en büyük
istekleri huzurdu.
Hülya ve Kerim’i ortak paydada buluşturan sanıldığı gibi aşk
değildir, huzurdur. Hülya, o koca evde ömrü boyunca görmediği bir huzur
dalgasıyla karşılaştı. Canından çok sevdiği Mehmet’i, babalığın ne demek
olduğunu öğrendiği Bayram babası, şefkati hissettiği Süheyla annesi ve
diğerleriyle kalbini ısıtan huzurlu ev ortamı, Kerim’le şenlendi. Kerim ise, huzurun
yalnızlıkta değil kalabalıkta olduğunu öğrendi.
Bir sonraki dönüm noktaları ise dalgalar kıyıya vururken,
Aşk İzi eşliğinde koruma kalkanlarını indirdikleri o gün oldu. Birlikte ne de
güzeldiler ve birlikteyken her şeyi güzelleştirebilirdiler. Bunun için önce
kendileriyle yüzleşmeleri gerekiyordu. Küçük Hülya ve küçük Kerim eşliğinde
kendilerine bir söz verdiler, mutluluk sözü.
Yazı devam ediyor...