Bir Defne Topal Anatomisi

Defne'nin Saçları
Ilgaz Gökırmaklı

Defne Topal… Bir nefes verip, iç geçiriyorum bu ismi telaffuz ettikten sonra. Dünyanın en şanslı şanssızı bizim biricik Defnemiz. Şanslı olma nedenini uzatmadan iki kelime ile açıklayabilirim: Ömer İplikçi. Onu hayatın şanssız hissettireceği birçok neden de sayabilirim. Ailesinin terk edişi, hayallerinin yarıda kalışı ve son olarak bizim de yakından şahit olduğumuz kiralık aşk oyunu…

Kadınların kalpleri sevgi ile atar. Fakat bazı kadınlar şahane severler ve sevmeye her daim layıklardır. Fiziksel olarak kalp ve saçların daima bir bağı olduğunu düşündüm. Kalpten çıkan o yoğun duyguların saçlar ile  bir şekilde gösterilebileceğine inandım hep. Mesela Defne biz onu tanıdığımızda Çarşamba Cadısı halindeydi. Doğal, rahat ve dediğim dedik, kendine güvenen, hatta mahallenin atarlı ablası… Hani sinirlenince ya da heyecanlanınca  “Sinirden puf diye kıvırcık olacağım” diyor ya işte o misal. Annesi de en son o asi turuncu saçlarını okşayıp, severek veda etti kızına.  Kim bilir, Manu’da onu ilk gördüğünde Ömer’in de dikkatini saçları çekmiştir.

Şahsına münhasır biri Defne. Ömer İplikçi gibi zor bir adamın hayatında tüm o karanlık kör kuyularda enerjisi ile turuncu bir güneş gibi parlıyor. İplikçi ve zaman zaman bizleri yoran dünyasındaki tüm o yapaylıktan uzak.  Verdiği tepkiler, baktığı pencere herkesten farklı. E bir de böyle kalabalıklardan dahi fark edilen, insanı kendine hayran bırakan güzellikte saçları olunca Ömer de haklı, aşık olmak dışında bir seçeneği kalmıyor. Güzelliği sadece dış görünüşü ile alakalı görmeyenlerdenim. Hani kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş derler ya, Defne’nin kalbinin güzelliği en çok saçlarına vurmuş, düşünün siz artık nasıl güzel bir kalp o.  Ömer’in sıradan bir konuşmada bile, Defne’nin saçları ile oynamasını hep çok sevdim. Küçük bir çocuk merakı ile gördüğü bu muazzam şeye dayanamayıp dokunan Ömer İplikçi, Defne’ye olan aşkını belki de en güzel böyle anlatabilirdi. Öperken, sarılırken saçlarında gömülüp, kokusunu içine çektiğini gördüğüm her an bir kez daha inandım aşklarına. 

Hani şair demiş ya, “Saçları uzun kadınları çok sevin azizim, her bir telinde ayrı şiir yatar” diye. Defne’nin her bir saç telinde ayrı hayat dersleri, ayrı acıları var. Bazen yaşadıkları nedeni ile içi kor olmuş Defne’yi temsil ediyor o alev kızılı dalgalı saçları. Yaşadıklarına, sırlarına, çaresizliklerine isyan eden turuncu dalgalar oldu her biri.. Ve bir kadını gerçekten seviyorsanız, saçlarından öpersiniz sözünü doğrulayan Ömer İplikçi… Her bir teli çok kırılgan o saçların. Saç uçlarına kadar kırılgan ve hassas bir Defne var karşında. Sev o güzel turuncu saçları, öp. Belki Defne’nin sevgi ile atan o kalbini alıp sevemezsin ama saçların kokusunu içine çekerek, onları okşayıp severek yüce aşkını gösterebilirsin. Defne Topal… Yine durdum bak ismini söyledikten sonra. O güzel turuncu saçlarının da senin de rüzgarda özgürce dans ettiği günler yakın olsun.  Yıldızların altında olduğunuz bir gece de sonsuz aşkınızın yıldızları etrafınızı sarsın. İşte tam o anda elin Ömer’in elindeyken diğer elinle rüzgarda uçuşan saçlarını düzeltip mutlu olduğun günler kaderin olsun…




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER