Bir Defne Topal Anatomisi

Bir Defne Topal Anatomisi

Çok da evvel olmayan zamanlardan birinde, çok evvel zamanlardan beridir insanoğlunun aşık olageldiği her şeyden parça parça taşıyan bir kız varmış. Rengini batan güneşten damıttığı kızıl saçlarını savurduğunda, ötesinde berisinde duranın hali yamanmış. Tuttuğunu altın yapamasa da elleri, hayatına dokunduğu nice kırgın ruhu iyileştirir, kırık kalbi onarırmış. Porselen bebekleri kıskandıran narin bedeni, uçuşkan ruhunu zapt etmekte zorlanır; ince bilekleri onu bazen bir avuç suyun ortasında, bazen de bir çift dans ayakkabısının üstünde nazlı bir ceylan gibi zıplatırmış.  Kötü söz uğramazmış dudaklarına, çünkü ayağındaki doğum izi gibi kalbinin de beyninin de kapısında birer doğum izi asılıymış: “Hırslar, nefretler, bencillikler, art niyetler bu kapıdan içeri giremez”

Ve sonra, sıcak bir Haziran akşamı bu masal kuşu açmış kanatlarını semaya doğru, uçmuş uçmuş ve nihayet bizim camımınızın önüne konmuş. Biz o kadar çok sevmişiz ki bu kuşu, aynen asırlar evvel Apollon’un Daphne’ye yaptığı gibi tutmuşuz kolundan, kalbimizin en nadide köşesine kilitleyivermişiz onu. Kanatlarını çırptığı an başlayan güzel şarkısı, o gün bu gündür hiç eksilmemiş kulağımızdan...

Buyurun o zaman Defne kuşunun eşsiz şarkısını, bu kez de bizim kelimelerimizden duymaya...



Görseller için Emily Jules'a teşekkür ederiz ^^

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER