Aşağıdaki diyalogda, ikinci sezonda
sadece Sema ve Sefer çiftinden görebildiğimiz ince düşünce örneklerini bulunuz.
Sema:
Hah, Sefer. Ben de sana bişi’
diyecektim.
Sefer:
N’oldu?
Sema:
Bizim şu düğün işini biraz ertelesek
mi diyecektim.
Sefer:
Neden?
Sema:
Ne bileyim, yani ortama baksana.
Böyle bir zamanda düğün doğru mu sence?
Sefer:
Ya şimdi ben de bilemedim. O kadar
insana da davetiye verdik, ayıp olmasın? Ama sen istiyorsan. Ya da ben en iyisi
Baba’yla konuşayım, o ne derse öyle yapalım.
Sema:
Olur, Baba’ya soralım.
Sema’nın
böyle bir ortam demesine sebep Onur’un katilinin belli olması ve Ayşegül’ün kaçırılıp
kurtarılması. Neyse ki konuşmanın sonunda kendilerini de düşündüler biraz da, sevindik.
Sefer: Şşş. Sema: Hah? Sefer: Başka bi’ şey yok di mi? Sema: Yok canım n’olacak?
Bu
bölümde sonunda istediğimiz tatta SefSe sahneleri gördüğümüz için de
sevinmiştik.
Kumanda savaşları
Sadece Sefer değil, Türk erkeğinin çoğunluğu maç izlerken, üstelik tuttuğu takım gole
giderken kanal değiştirilince bu kadar sakin kalamaz. ^.^ Sefer ise hiç ses
etmedi. Sema’nın birlikte seyretmek için önerdiği programları haklı gerekçelerle
reddetti ama sohbet etme teklifine işte buna içerim dedi.
"Ben hiç çocuk olmadım ki."
Bir çift gam çiçeğidir sanki gözlerin;
Öyle içli, öyle yumuşak, öyle derin.
Nilgün Marmara
Sefer
en derinini açıp, belki de o zamana kadar kimseye anlatmadıklarını Sema’ya
anlatırken, Sema’nın güzel bakışlarına, Sefer’in sevdiğinin üzüldüğünü görünce
espri yaparak yüzünü güldürme çabasındaki inceliğine de biz hayran olduk.
Çiftimiz
mutfaklarında dizilerimizde alışık olmadığımız doğallıktaki çoraplı-pijamalı ev
kıyafetleriyle patlamış mısır savaşı yaparken, Sema’nın sabah doktordan kapkara
bir haber alacağını nereden bilebilirlerdi?
Seve seve ölürüm senin için.
"Neden ben, neden şimdi?"
Güneşli
günler sona ermek üzereydi, kara bulutlar toplanmaya başlıyordu.
Yazının
başlığına ilham veren şarkının devamında: “Tam mutlu oldum derken, yıktın bütün
dünyamı.” diyordu.
Acaba
dünyalar nasıl yıkılacaktı?