Yalancı Kuş
Ömer’in Defne’si,
Ömer’in düşmanına, Ömer’le diz dize verip ustalaştırdığı yetenekli elleriyle
çizdiği tasarımları satar; Ömer de bu acı gerçekle yüzleşmek üzere gittiği
uzaklarda, kendisini gerçek anlamda dinleyen az sayıda insandan bir olan
arkadaşının kırık bacağındaki alçıya bir kuş çizer.... Ömer budur çünkü dedik
ya... Bir vicdan muhasebesi olarak eskrim, bir terapi aracı olarak yalancı kuş!
Lyrebird’e -yani
lir kuşuna- yalancı kuş derler; çünkü bulunduğu ortamın seslerini alıp, tek bir
ağızdan onlarca hatta yüzlerce başka sesin şarkısını söyler yalancı kuş.
Muhteşemdir şarkısı, ama kendi şarkısı değildir. Ömer, belki farkında olarak,
belki olmadan; Defne’sini yalancı kuş olarak çizmiştir, “kim bilir, belki
havalandı çoktan” diyerek... Kendi tarafından baktığında hep “giden, kaçan” taraf
olan Defne’nin, yuvasından bir kez daha uçtuğunu kast eder belki. Ve çok da
yanlış değildir. Yalancı kuş havalanmıştır çünkü, aynen başkalarının ona
biçtiği rollerin kendisine büyük geldiği oyunu bitirtmek üzere gitmeye karar
veren Defne gibi...