Bir “en”lerin çifti hikayesi: Defne ile Ömer

“Bu kitabı bana sen mi aldın?”
“Evet”. 
“Ve benim için rafları mı temizledin?”
“Evet.”
“....Temizledin mi?”
“...Evet.” 

Umut etmek, inanmak, onanmak isteği...
Umudun, kanatlarında her bir çırpınışla unufak olması gerçeği.

Defne ve Ömer, göğsümüze oturan büyükbaş sürülerinin hepsinin mesulü sizsiniz! Üstelik aşkınızın ızdırabına tüm zamanların en iflah olmaz romantiğinin o kültleşmiş eserini alet etmeye de beis görmediniz! Sayenizde bir nesil “Gurur ve Önyargı”nın adını bile duyduğunda gözlerini silecek mendil arıyor! Velhasıl bu sahnenizi – veya “Defne-Ömer-Gurur ve Önyargı” aşk üçgeninizin tamamını – Austen’e şöyle çepeçevre izletebilsek; gönlüne Mansfield Park’a girişmeden sizin aşkınıza adadığı romanı yazdıracak ilham perilerini uçurabilirdiniz. Velhasıl,  Defne’nin kelimelere dökemediği, Ömer’in kulaklarının işitemediği aşk sözcüklerinin yerine geçmiş; yanlış ellerde, sadece sahibine daha dokunaklı bir şekilde geri dönebilmek için dolaşıp durmuş olan “Gurur ve Önyargı”, Defne ve Ömer diye bir gerçek varsa, onun başlıca simgesidir. Okuyunuz, okutunuz, feyz alınız efendim :) 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER