Bir “en”lerin çifti hikayesi: Defne ile Ömer

“Bu kız biraz şaşkın galiba... O düşüp duran askıları bir benim mi gözümü tırmalıyor, o halde nasıl koşuşturuyor ki? Yok yok vallahi deli, şimdi de omzunda 10 kilo çanta ile mankene ayakkabı mı giydiriyor ki... O da ne, suya mı düştü o orada şimdi!!?”
 
Gönlünüz uçtu mu bir kere, ne gözünüz ayrılır ondan, ne kulağınız, ne aklınız fikriniz... Sonra bir bakmışsınız; burnundan kıl aldırmayan, veya biz ona "boynundan dokundurtmayan" diyelim :) ‘prensipli ve zor patron’ kimliğiniz ve siz; beyaz kılıklı prens modunda denizleri aşıp asistanınızı suların içinden kucaklamış, burkulmuş ayağının pansumanına girişivermişsiniz.... Aşk öyledir işte Ömer bey! Sakar asistan kızın ayak bileğindeki doğum lekesi olup, gönlünüzün orta yerine gelip tahtını kuruverir. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER