MKC ve Barca
Kendini dünyanın
merkezi sanan bir adamla kendinden başka herkesi önemseyen bir başka adam.
Tezat buradan kaynaklanıyor, aynı işte çok iyi olup birbirlerini
çekememelerinden değil. Biri ne kadar düzenliyse diğeri o kadar dağınık, biri
ne kadar takıntılıysa diğeri o kadar rahat, biri ne kadar iticiyse diğeri o
kadar çekici. (Tamam, bu son kısım benim kişisel görüşüm, genelleyemeyiz.^^)
Ortak noktaları
işlerinde iyi olmaları, haklıdan ve adaletten yana olmaları, merhametleri,
zeki, çevik, ahlaklı ve baklavalı olmaları...
Onları muhteşem
bir ikili yapan ise birbirlerini içten içe sever ve kollarken bir araya
geldiklerinde çocuk gibi didişmeleri, çekişmeleri ama dışarıya karşı
birbirlerinin daima arkasında olmaları. Rakibin ne kadar iyi olursa sen de o
kadar iyi olabilirsin, bunun farkındalar ve bu yüzden birbirlerini aşağı
çekmeye değil birbirlerinden daha iyi olmaya çalışıyorlar; böylece birlikte
yükseliyor ve 'Muhteşem İkili' oluyorlar.
Didişmeleri kuşkusuz
çok keyifli, fakat ben dertleşmelerini daha çok seviyorum. Hani MKC beyin,
Barca da kuvvet olduğu için şoför koltuğunda Barca'nın, yan koltukta da MKC'nin
oturduğu, didişme görünümlü o kısa ama derin sohbetler, dertleşmeler. Hem birbirlerine
ayna tuttukları hem de birbirlerini tamamladıkları için zaman zaman öyle
görünmese de aslında birbirlerini çok iyi anlıyorlar ve farkında olmadan hem
kalben buluşuyor ve yoldaş oluyor hem de birbirlerine yol gösteriyorlar.
Onlardan söz ederken
"birbirleri" sözcüğünü ne kadar çok kullandığımı fark ettiniz mi?
Çünkü bu, insanların elinde olanı ve aklından, kalbinden geçeni paylaşmaktan
imtina etmediği bir hikâye. İnsanlar konuşuyor, dertleşiyor, gerekirse
öfkelenip bağırıyor, hatta maalesef zaman zaman da şiddete başvuruyor ama
hiçbir şeyi içinde tutmuyor. Bu da var olan bir avuç hikâyeyi olmadık bir yerde
tıkanmaktan kurtarıyor ve hızlı akıyor her şey.
Ve hikâye içinde MKC
ve Barca'nın ağırlıkları eşit, onları birbirinden ayırmıyor, birini daha fazla,
daha derin anlatmıyor, daha iyi ya da daha başarılı olanı işaret etmiyor,
bununla ilgilenmiyor. Böylece hangisini daha çok seversek sevelim diğerinin hikâyede
kapladığı yerden şikayetçi olmuyor, diğerinin hikâyesini vazgeçilebilir
görmüyoruz. Onların muhteşemliği, ikili oluşlarında.