Hülya, Melek ve kardeş çatışması üzerine...

Gelelim Melek’in diğer karakterlerle ilişkilerine…

Hülya ve Melek'in hikayesi, çatışması göz önündeyken diğer karakterlerin de bu çatışmanın etrafında dönecek olması kuşkusuz. Bu çatışmaya en çok Hüseyin, Zeynep ve Cem dahil olacaktır. Kerim ise meseleye nereden yaklaşacak merak ediyorum.

Hülya ve Melek karşı karşıya geldikçe aralarında Zeynep’i de göreceğiz, bu bir gerçek. Peki Zeynep neden değişti, nasıl değişti? Zeynep, hikayenin başında da siyah bir karakter değildi o da herkes gibi griydi. Ama tabii tonu koyulardan biriydi. Fakat Zeynep’in babası hikayeye girdiği an, onun değişeceği de ortaya çıkmıştı. Zeynep de sevgisiz büyümüş, Hülya’dan tek farkı onun hayatı maddi imkanlar içerisinde geçmiş. Hülya zorla evlendiği adam tarafından sevilmiş ama Zeynep de bu konuda Hülya kadar şanslı değilmiş.

Zeynep, Cem’in her şeyi öğrenmesi başta olmak üzere birçok kötü şeye sebep oldu. Fakat ortada çok önemli bir nüans var, Cem’in Hülya’ya tecavüz ettiğini bilmiyordu.

Zeynep’in Hülya’nın Cem’in tecavüzüne uğradığını öğrenmesi sonrasında verdiği tepki çok değerli. Herkes için. Hatta Hülya için de. Hülya, ablasına iftira atarken, Nilay ve Melek Hülya’ya kötü gözle bakarken Zeynep bir an bile düşünmeden Hülya’ya sarıldı. Sadece bu hareket bile Zeynep’in içinde güzelliklerin de olduğunu gösterir.

Zeynep, Melek ve Hüseyin’in ilişkisine verdiği tepkilerde de çok haklı. Evet, yöntemi sert ve çoğu zaman yanlış ama neticede kadın haklı. Siz aldatılsanız, susup kenarda oturur musunuz? Ben oturmam. Zeynep gibi de davranmam neticede ama sesimi kesip bir köşede de bekleyemem.

Aslında Melek ve Hüseyin, ilk tanıştıklarında öyle naif bir aşkın içine girmişlerdi ki. Çünkü Melek, tek başına bir adamı sevdiğini düşünüyordu. Hüseyin, yıllar sonra ilk defa sevdiğini hissetmişti. Sonra kendileri olmaktan vazgeçtiler, özlerini şaşırdılar. Sonra o ilk birkaç bölümde hissettiğim büyü, buhar olup uçtu gitti.

HüsMel, baştan yanlıştı. Melek gibi ikili ilişkilerde naif bir kadının bir yasak ilişki içerisine girmesi tutarsızdı. Melek, aşkla değişmeliydi, değişiyor gibi yapmamalıydı. Tutarsızlıklarla örülü ilişkileri bendeki heyecanı da yok etti. “Ne kadar güzeller!” dediğim HüsMel’den geriye ‘avuç içinden öpme’ hareketi dışında güzel bir şey kalmadı böylece. Tutarsızlıkları nasıl giderilebilirdi? Melek'i 'naif' kabuğundan çıkarıp grisini biraz daha koyu tonlara yaklaştırarak...

Hüseyin ve Melek’in evliliğinin hikayeye ve Melek’in değişimine katkısının olumlu olacağını düşünüyorum. Zira Melek artık bir ‘Cevher’ ve Cevherler kendilerinden olana karşı eli kolu bağlı kalabilirler. Filiz’e istediklerini yapıp da Zeynep’e dokunamamaları da bunun bir örneği. Bu açıdan bu evliliğin Melek’e yaradığını düşünüyorum. Yani Melek evlendirilerek itibarsızlaştırılmadı, aksine korumaya alındı. Yine Hüseyin'le aralarındaki nasıl ilerlediği belli olmayan ilişkinin rayına oturacak olması da HüsMel adına sevindirici bir gelişme. Onları bir de aynı evde izleyelim bakalım.

Melek, beni yangınına bir türlü ortak edememişken, yandığına da inandıramamıştı. Fakat şimdi, kendi başına kaldığında, belki makyajını silerken, belki ayakkabılarını çıkarırken gözlerinin önünde oluşacak ufacık bir bulut bile beni yangınına ortak edebilir. Bunu da bekliyorum.

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER