Hülya, Melek ve kardeş çatışması üzerine...

Önce Melek’in neden ‘beyaz’ bir karakter olmadığından bahsedeceğim.

Salt ‘beyaz’ bir karakterin tecavüze uğramış ve sonrasında yeni doğum yapmış kardeşine “Bebeğin öldü!” demesi mümkün değil, hele ki o soğukkanlılıkla. Sonrasında bu kadar zaman saklaması, Bahar ve Hülya yan yana geldiğinde kafasını çevirip tek bir damla gözyaşı düşürmemesi, hadi onu da geçtim gözlerinin buğulanmaması... Tüm bunlar Melek’i siyah yapmaz ama beyaz da bırakmaz.

“Hülya, Bahar’ı kesin dadılara bırakmıştır.” derken kendisinin Kaya ve Nilay’dan ücretsiz bakıcılık hizmeti alması onun beyaz bir karakter olmadığının göstergesidir. Hele hele Kaya’ya sürekli kötü davranması, Nilay’a bir yandan dostum derken bir yandan demediğini bırakmaması da onun beyaz bir karakter olmadığını gösterir.

Hüseyin’den etkilenmesi ne kadar normalse, Hüseyin’in evli olduğunu öğrendiğinde ondan uzaklaşması ne kadar etikse, dayanamayıp Hüseyin’e koşması da o kadar yanlıştır. “Vah efendim, ahlakımızı bozdular!” anlayışında değilim, diziler üzerinden ahlak bekçiliği yapacak da değilim ama Zeynep intihar etmese Melek ve Hüseyin’in o gece birlikte olacağı gün gibi ortadayken Melek’e ‘beyaz’ diyemem.

Kaya, Bahar’ı kaçırdığında takındığı tavır ise akıl alır gibi değildi. O günler Melek'in Bahar'a karşı en hatalı olduğu günlerdi. Ve o günler benim Melek'in anneliğine dair inancımı kaybetmeme neden olmuştu.

Peki Hülya, Melek’e hangi konularda yanlış davrandı?

Tecavüze uğramış bir kadının ablası hakkında böyle bir söz çıkarması kabul edilir bir şey değil. Hülya, Kaya’yı Melek’in odasına salıp Melek’i düşürdüğü durumda açık ve net bir şekilde hatalı. Hülya, tecavüzden sonra bu konularda farklı bir tutum içine girmiş, farkındayım ama bu Hülya’nın hatalı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Hülya, Hüseyin ve Melek’in ilişkisine daha anlayışla yaklaşmadığı için hatalı. En azından ablasına Hüseyin’in boşanmasını beklemesini, sonra bir şeyler yaşanabileceğini vs. söyleyip destek olabilirdi. Nihayetinde iki insanın birbirini sevmesi çok doğal, yanlış olan zamanlamaydı. Fakat zaten mutsuz bir evlilik yaşayan Hüseyin, Zeynep’ten boşansa sonra Melek’le beraber olsa bu durum herkes için daha iyi olurdu.

Cevher Malikanesi’nde Hüseyin ve Melek’i bir arada gören Hülya o günkü tutumuyla da hatalı. “Benim evim, benim ailem, ben, ben, ben.” demesi ne kadar normal olsa da o gün ablasıyla doğru düzgün konuşup konuyu çözmeye çalışsa belki de bugün o konu buralara gelmeyecekti. Nihayetinde karşısındaki kanından, canından ablasıydı, güzel bir üslupla "Neden?" diye sorabilirdi.

Hülya, son zamanlarda Bahar'la ilgili şüphelendiği halde bu şüphelerin üzerine gitmediği için hatalı. Evet, ablasına konduramadı belki ama şüphelerinden bahsetse belki daha az kırılırdı.

Hülya, Bahar’ı Cem’e verdiğini söylediği için hatalı. Orada sadece Melek’i korkutmadı, “Benim kardeşim nasıl olur da kendisine tecavüz eden adama bebeğini verir.” imajını oluşturdu Melek’in gözünde. Evet Hülya Cevher’den bahsediyoruz; böyle bir şeyi de ondan başkası söyleyemezdi ama durum bu.

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER