Kiralık Aşk'a, Küçük Prens dokunuşları...

" 'İşte bu suya susadım.' dedi küçük prens. 'İçmek istiyorum, biraz verir misin bana?' Ne istediğini anlamıştım. Kovayı dudaklarına eğdim. İçerken gözlerini kapamıştı. Tatlı bir şölendi bu. Sıradan bir susuzluk gidermek olmadığı kesindi. Yıldızların altındaki yolculuğun, çıkrığın sesinin ve kollarımdaki yorgunluğun da payı vardı bu tatlılıkta. Yüreğe iyi gelen bir yanı vardı, armağan gibi. Çocukluğumdaki Noel ağacı gibi, hep birlikte söylediğimiz yeni yıl şarkıları, gülen yüzlerin yumuşaklığı da aldığım armağanları böyle ısıtırdı."

Defne ve Ömer'in her ayrılıklarından sonra, hasretle kucaklaşması bana hep küçük prensin suya kavuşmasını hatırlatır. Defne ve Ömer birbirlerine hep hasret kaldılar. Bazen konuşmaya, bazen sarılmaya, bazen de birbirlerinin yüzlerine, seslerine özlem çektiler. O yüzden her kavuşmaları, bir öncekinden daha güçlü oldu hep. Her kavuşmalarında daha da alıştılar birbirlerine ve her yeni ayrılıkta daha fazla acı çektiler. "Çölü güzel yapan, bir yerinde bir kuyu saklıyor olması..." diyen, altın sarısı saçlı küçük prensi hatırlıyorum yine. Bu aşkta, karşılarına çıkan tüm engellerin güzel yanı da Defne ve Ömer'i birbirine yaklaştırmasıydı. Benim için en güzel barışma sahnesi, 19.Bölüm'ün sonundaki sahneydi. İz'in gelmesi, Defne'nin kıskançlığı, henüz ayrılan Defne ve Ömer'i daha güçlü bağlarlarla kenetlemişti. Öyle güzel sarıldılar ki birbirlerine, özlemden deliler gibi susadıkları belliydi. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER