Yaprak Dökümü - Ali Rıza
Zeliha Ece Yazıcı
Oyuncuların üzerine bazı kalıp
rollerin yapışması can sıkabilen bir durum olabilir fakat Halil
Ergün'e başımız kıldan ince. "Baba rolleri" tanımı
doğru mudur? Literatürde böyle bir tabir var mıdır? Halil Ergün
bu soruları futbol topu gibi karşılar, göğsünde yumuşatır ve
şık bir şekilde ağlarla buluşturmasını bilir. Çok yakışır
Halil Ergün'e baba rolleri. Heybetli duruşu ardına baba gölgesini
yayar, bakışlarındaki baba tedirginliği hemen okunur, bıyıkları
bile 'baba bıyığı'dır.
Ekranlardaki babalık görevine ilk
olarak 1997 yılında Baba Evi dizisiyle adım attı. Ailenin küçük
kızı Bilge ile otoriter babanın nesil çatışmaları her zaman sonunda
en çok babanın üzüleceği ve yine hep en çok babanın haklı
çıktığı bir mücadeleydi. Despot ve muhafazakar Mahmut rolüyle
çizdiği baba profili sahiciydi, iyiydi de Yaprak Dökümü
dizisiyle buluştuğu Ali Rıza Tekin kadar unutulmaz olamadı. Bir
baba düşünün ki; yıllar geçtikçe boynu eğilsin, içine kapanan
çiçek gibi solsun. Leyla'sından ayrı, Necla'sından ayrı çekti.
Yetmedi gelini Ferhunde ezdi, çiğnedi. O da yetmedi damat bozuntusu
Oğuz yıktı, bozguna uğrattı aile birliklerini. Ali Rıza Bey ne
kadar dik durmaya çalışsa da dertler paçasını bir türlü
bırakmadı. Karısının "Aman ağzımızın tadı bozulmasın
Ali Rıza Bey!" temennileri de işe yaramadı.
Beş sezon
boyunca içten içe çürüyen bir çınardı Ali Rıza babamız. El
birliğiyle indirdiler yüreğine.