Unutulmaz Babalar

Sıdıka - Zekeriya Saka
Oben Reggio

Zekeriya Saka’nın televizyon dünyasına girişi Atilla Atalay’ın 1991 yılında Hıbır dergisinde yazmaya başladığı Sıdıka’nın 1997 yılında Limon Film’in Atıf Yılmaz’la birlikte televizyona uyarlanmasıyla oldu. Ali Erkazan, Füsun Demirel, Hasibe Eren ve Hakan Tanfer’den oluşan çekirdek Saka ailesi ve Baturalp Hoca, Kenar, Şetaret Hala gibi renkli karakterleriyle 1997-1998 yılında Show Tv’de yayınlandı. Dizinin tekrar bölümlerinin kazandığı başarı üzerine dizi 2003 yılında tekrar çekilmiş ancak ne yazık ki yeni Sıdıka piyasa tabiriyle tutmamıştır.

Aslına bakıldığında Zekeriya Saka, tipik hatta biraz da karikatüre kaçan bir baba figürüdür. Akşamları rakısı sofrasından eksik olmaz, olur olmaz karısına kızına kızar, çok kızarsa döver. Oğlunu kayırır, kızını sevse de onu kıskanır, namusuna düşkündür. Ancak Zekeriya Saka bunca negatif özelliğine rağmen Atilla Atalay’ın kalemi ve Ali Erkazan’ın oyunculuğu ile birleşince oldukça sempatik bir karakter haline gelmiştir. Bu noktada elbette dizinin yönetmenlerinin de hakkını yememek lazım, Mahinur Ergun ve Fatmanur Sevinç dizinin yönetmenliğini yapmışlardır. Ve her ikisi de Zekeriya Saka’yla beraber Atilla Atalay’ın Sıdıka’sının karakterlerinin bu kadar gerçekçi yaratılmasında büyük pay sahibidirler.

Dizinin başlarında devlet memurluğu devam eden, bu yüzden dizinin gün sahnelerinde çok göremediğimiz Zekeriya Saka, dizi ilerledikçe emekli olmuş, yaşadıkları mahallede ufak bir emlakçı açmış, böylece dizinin hikayesine daha fazla katılmaya başlamıştır. Her ne kadar dizi özünde ailesinden son derece farklı, entelektüel bir karakter olan Sıdıka’ya yoğunlaşmış olsa da Zekeriya Saka’nın hikayeye daha çok katılması bana kalırsa dizinin ivmesini arttırmış, bu değişiklik dizinin komedi düzeyinde de gözle görülür bir artış sağlamıştır.

Zekeriya Saka’nın karakteri ilk bakışta sert gözükse de Zekeriya Saka aslında biraz savsak, biraz da saftır. Sertliği karikatür düzeyindedir ve tüm bunlar da karaktere duyduğumuz sempatiği desteklemekte, karakterin o iç komedisini getirmektedir. Dizinin en çok bilinen sahnelerinden biri olan “Ben Zekeriya Saka, bir ithalat yapacaktım,” sahnesi de aslında tam olarak Zekeriya Saka’nın bu karakterini yansıtmaktadır. Heyecanlı, girdiği role kendi kaptıran ama aslında ne yaptığına dair hiçbir fikri olmayan ama bir yandan da oğlunun üzerindeki disiplinini elden bırakmayan o ciddiyet içinde alabildiğine komik bir karakter.

Ali Erkazan’ın başarıyla canlandırdığı bu “Baba” karakterinin, yıllar sonra çekilecek olan ve Ali Erkazan’ın baba karakterini canlandırdığı “En Son Babalar Duyar” dizisindeki karakterine ilham kaynağı olduğunu söylersem belki abartmış olurum ama Erkazan’ın o rolü almasında Sıdıka dizisinin ve Zekeriya Saka’nın büyük payı olduğunu kişisel bir görüş olarak söylebilirim.

Son olarak Sıdıka her ne kadar toplamda üç sene bile sürmemiş olsa da özellikle genç kesim tarafından oldukça sevilmiş, tekrar bölümleri sıklıkla izlenmiş, dizi ve karakterleri diziyi az, çok takip eden herkesin belleğine yerleşmişlerdir.

Ve elbette diziyi izleyen, Zekeriya Saka’yı seven her izleyicinin kendine göre sevdiği bir sahne, sevdiği bir replik vardır. Ama benim için tüm zamanların en iyi Zekeriya Saka repliği, emekli olduğu devlet dairesinden çıkarken söylediği repliğidir:

“Bu daire bir gemi, bense bir liman. Bir daha dönersem, s.ksinler ebemi.”
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER