Aşk-ı Memnu - Adnan Ziyagil
Esra Gedik
Baba
denilince aklıma hep sert mizaçlı bir insan gelir. Öykülerde de
okumuşuzdur “başımızı biz uyurken okşardı” diye. Baba, böyle bir profildir pek çoğumuz için. Konuşmaz, sevgisini
göster(e)mez ama hep onun orada olduğunu bilirsiniz ve güven
duyarsınız. Adnan Ziyagil, bu anlamda alışık olmadığımız bir
baba aslında. Hem sevgisini öpe koklaya göstermiştir, hem de
çocukları için güvenli bir “yuva” olmuştur. Annenin yokluğu
öyle bir boşluk yaratır ki içini hiç bir şeyle dolduramazsın.
O boşlukla yaşayabilmek için yoldaşa ihtiyacın vardır. Yalnız
olmadığını hissetmeye. Adnan Ziyagil baba olarak tam da böyle
bir yoldaştı. Koca bir çınarmış da ailesi için derinlere kök
salmış gibi. O kökler ile kanatları kırılmış çocukları
için sağlam bir dayanak olmuştur.
Bihter’den
önce de Bihter’den sonra da kalbindeki önceliği çocukları
olmuştur. Oğlu gibi sevdiği Behlül ile ilişkisi; baba olmak için
illa kan bağı gerekmediğini, sadece yürekten sevmenin ve
bağlanmanın yeterli olabileceğini kanıtlamıştır bize.
Çocukları hayat yolunda yorgun düşmesinler diye onların
yüklerini de o taşımıştır. O malum geceden sonra bile önce
kendini düşünmemiş, kızı Nihal’i iyileştirmekle uğraşmıştır.
Adnan Ziyagil buruk ama direnen bir baba olarak ekranın unutulmaz
babaları arasında yer almalıdır.