İkinci Bahar: Sevgili Neriman, Afet-i Devran Neriman

İkinci Bahar: Sevgili Neriman, Afet-i Devran Neriman
Bunca yıllık televizyon izleyicisiyim, en unutamadığım diyalog İkinci Bahar’da Neriman ile Hanım arasında geçer ve Neriman’ın aşağıdaki cümleleriyle başlar:

"Sen beni hiç tanımıyorsun. Her şeyi gördüm ben. İzmir pavyonlarının en birinci kadını bendim. Pavyon dedimse, bildiğin pavyonlardan değil. Günümüzün en kral gazinolarından yani. İskarpinlerimden şampanya içtiler, bütün servetlerini önüme serdiler. Bir tanesi benim uğruna canına kıydı. Her şeyi yaşadım ben, her şeyi. Debdebeyi ihtişamı gördüm. Gazinolar kapandı benim için, silahlar atıldı. Uzun lafın kısası sen benim dengim değilsin kızım. Sakın benimle aşık atmaya kalkma. Uzak dur Ali Haydar’dan, uzak dur. Yoksa pişman olursun. O artık hayattaki tek amacım, tek temiz kalmış şey. Sırtımı çekinmeden dayayacağım tek insan. Ondan uzak dur."

Neriman, nam-ı diğer afet-i devran Neriman, dünyanın en mutlu dizisi İkinci Bahar’ın az sayıda kötü kalpli karakterlerinden biridir. İkinci Bahar sadece bir dizi değil, esasında bir ruh halidir ve kötülerin bile temelde iyi olduğu ütopik bir dünyayı anlatır. Bu yüzdendir ‘Ne güzeldi eski günler’ konulu her konuşmanın yolunun İkinci Bahar’dan geçmesi. Bize, fakir ama gururlu ve mutlu insanlar, birbirlerine tutunarak her koşulda ayakta kalabilen aileler vaat eder. Bunca naifliğin arasında, sevdiği adamı elinde tutabilmek için türlü çeşit kötülükler yapan Neriman rahatsız eder bizi. Parasıyla Ali Haydar’ın aşkını satın alamasın, sonunda Hanım kazansın isteriz.

Beş dakikalığına Neriman’ın yerine koyalım hâlbuki kendimizi. Debdebesi bol bir hayattan miras bir dolu acı ve arızayla gelip Samatya’da yaşamaya başlamış. Hayatta en kıymetli iki varlığı, kardeşi Şecaattin ve kiracısı Ali Haydar olan bir kadın. Kardeşine olan saplantılı anaç tavırları yüzünden onun da evliliğini bitirmiş; huyundan vazgeçmeyen bir huylu. Kaybettiği ne varsa hepsini Ali Haydar’ın bozulmamış masumiyetinde bulmuş. Hiçbir zaman karşılık alamıyor sevgisine ama açık açık reddedilmemiş de... Bir ihtimalin peşinde yaşamaya razı ve birden ortaya Hanım denen kadın çıkıp yeryüzünü ayaklarının altından çekiyor. Kim buna sessiz kalır, kim alkış tutardı ki? O da yapmadı işte.

Dizinin sonunda herkes sevdiğine kavuştu, Ali Haydar ve Hanım çok mutlu oldu. Yeni bir çocukları olduğunu bile gördük. Neriman ise bavulunu toplayıp İzmir’e döndü ve yalnızlığa mahkûm oldu. Tüm yaptıklarından pişman, dükkânı Ali Haydar’a, evi Melek ve Medet’e bıraktı. Bir kötüyü gerçekten kötü yapan yaptıklarından asla pişman olmamasıysa eğer,  Neriman sonunda iyi kalpli bir insan olarak yapayalnız kaldı. Dizi tarihinde yapılan en büyük haksızlıklardan birinin bu olduğunu düşünmüşümdür hep. Bu vesileyle yıllar sonra attım içimden.

Güven Hokna’nın şahane oyunculuğuyla birleşip hiç unutamadığım ve zaman zaman yüreğimde sızı olan bir karakter oldu Afet-i Devran Neriman. Hatırlamaya da, izlemeye de doyamam.

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER