18 yıl olmuş İkinci Bahar’ımızı yaşayalı. Ben küçücük bir
kız çocuğu, ikinci bahar ne anlama gelir bilmeden yaşamaya devam ediyorum. 8
yaşındayım henüz, ilkokul 2.sınıfa gidiyorum. Hani eskiden evlerde tek
televizyon olurdu, internetten bir şeyler izleme zamanı gelmemişti henüz;
haliyle aile boyu aynı şeyler izlenirdi. Tabii yatağa gitme zamanına kadar…
Şimdiki gibi uzun da değildi diziler, göz açıp kapayıncaya
kadar geçerdi zaman. İşte ben de 8 yaşında, ailece televizyon izlenen günlerden
birinde tanıştım İkinci Bahar’la. Tabii 8 yaşındayken öylesine izliyorsun ama bir yerden de çocuk kalbine dokunuyor hikayeler. Öyle işte, sonrasında tekrar
kesişti yolumuz. İşte o zaman ikinci kez baharın kollarına doğru koşmuştum ben.
İkinci Bahar, buram buram samimiyet kokar. Sevmenin, saygı
duymanın öğretildiği bir okuldur bir nevi. Ağlamaktır diz dize, gülmektir
kahkahalarla…
Ali Haydar Usta, koşup da boynuna sarılası bir babadır.
Hanım, yeri gelince naifliğin yeri gelince aslan kesilmenin diğer adıdır.
Mahcubiyet vardır bakışlarında Ali Haydar Usta’nın da, Hanım’ın da. Görüp
geçirmişliğin, çile çekmişliğin ama en çok da yaşama sevincinin izleri vardır.
Anneliğin çilesini, babalığın düşüncesini ve aile
olmanın huzurunu göstermiştir İkinci Bahar. Gülsüm, Ulaş, Melek, Cennet, Huriye
ile kardeş kavgasını da kardeş sevgisini de göstermiştir bölümler boyunca.
Neriman’la aşık bir kadının canı yanarsa neler
yapabileceğine, Resuloğlu ailesiyle rekabete ve bu rekabetin aile
bağlarına nasıl zarar verdiğine uzanıp Şecaattin'in maceraları ardında koşmaktır İkinci Bahar.
İkinci Bahar, mahalle ruhunun yansımasıydı benim için. Aynı
sokağa açılan kapılar, beraber gülebilen, beraber ağlayabilen, birbirine destek
olan komşular, sokak lambasının altında aydınlanan hikayeler…
Mahalle hikayelerini severim. Bir arada bulunabilme halinin
en naif anlatımıyla karşılarlar bizi çoğu zaman. İşte İkinci Bahar, o naif
anlatımın en büyük örneklerinden biriydi. Ali Haydar Usta'nın babası öldüğünde eve toplanan hüzünlü kalabalık düğün - dernek kurulduğunda olanca neşesiyle karşılardı bizi. Bizdendi, içtendi.
İyi ki televizyonlarımızdan İkinci Bahar geçti. Bugün nasıl
İkinci Bahar’dan iç çekerek bahsediyorsak, bir 18 yıl sonra da aynı hislerle
bahsedeceğimize eminim. İyi hikayelere tutunmak gerek, iyi insanlara da.
İkinci Bahar’ın güzel insanlarına selam olsun, emeği geçen herkese sonsuz
teşekkürler…