Toplumsal belleğimizi şekillendiren, “geçmişimiz”
hakkında hikayeler ile bunu yorumlayan ve yeniden inşa eden kitle iletişim
araçları önemlidir. Televizyon da bunlardan biridir. Televizyon dizileri,
toplumda yaşanan değişmeleri, çalışmaları, beklentileri yani toplumsal
dinamiği, sanatsal gerçeklik içinde temsil eder. Her kültürel temsil/üretim de
olduğu gibi, televizyonda yayınlanan diziler de ait olduğu toplumdan
soyutlanamaz. Bu nedenle yayınlanan dönem dizileri her daim önem kazanmış bir türdür.
Televizyonda dönem dizilerinin yayınlanması önemlidir çünkü, depotalizasyon
sürecine sokulan Türkiye’de toplumsal zihniyetin değişimi için siyasi belleğin
her daim güçlendirilmesi gereklidir. Televizyon kanalları bilinen sebeplerden ötürü bu konuda cesur davranma özgürlükleri olamadığından, yayınlanan dizilerde siyasi geçmişimiz başka bir hikayenin kurgusuna eklemlenerek verilir. Bazen esas hikayenin gidişatına göre siyasi olayların şekillendirilmesi tepki alırken, bazen de bu olayların tarihsel gerçekliği kurulmadan ekrana yansıtılması tartışma konusu olmuştur.
Bu dizilere örnek olan
Hatırla Sevgili duygusal bir aşk öyküsünün arka planında politik geçmişimizden bir bölüm anlatır. 2006 yılında ATV'de yayımlanmaya başlanan
Hatırla Sevgili temelde iki ana bölüme
ayrılabilir: “aşk ilişkisi” ve “politik olaylar.” Dizinin aşk öyküsü bu yazının konusu değil. Bu nedenle yazıda dizinin
politik olaylar bölümüne değineceğim.
Televizyonda bir ilk idi Adnan Menderes'in idam sahnesi.
Dizi 17 Şubat 1959 günü Başbakan Menderes’i
Londra’ya götüren uçağın Gatwick kasabası yakınlarında düşmesi ile başlar. Daha
sonrasında yaşanan olayları kronolojik olarak ekrana taşır. Dizinin politik
yaşam bölümü, Adnan Menderes'in idam edilmesiyle sonuçlanan siyasi tarihimizden parçalar
anlatır. Adnan Menderes'in, yani
Türkiye'nin bir başbakanının idam edilmesini, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının
idam sehpasına çıkmalarını, Mahir Çayan ve arkadaşlarının Kızıldere'de
öldürülmelerini televizyon ekranlarından izledik. 1 Mayıs 1977'de Taksim
Meydanı’nda gerçeleştirilen büyük mitingin, Etap Marmara’dan açılan ateş sonucu
faciaya dönüşmesini
Hatırla Sevgili’de
gördük.
Dizi tarihinin unutulmaz çiftlerinden.
Dizinin farklı duruş sergileme nedenlerinden biri
de, senaristlerinin tarafsız olma kaygısı gütmelerine rağmen taraf olduklarını
dile getirmeleridir. (Belki bu anlamda, televizyon sektörünün izin verdiği
ölçüde seyirciye bir sorgulama alanı açmış olabilirler.) Ancak bu dizide de politik yaşamdan daha çok gündeme
gelen ve konuşulan Yasemin ve Ahmet’in aşkı olmuştur. Bence dizi romantik dozunu
yüksek tuttuğu için sevilmiş ve devam edebilmiştir. Her ne kadar politik
olaylar geçmişin görüntüleri, sesleri ve gazete manşetleri ile verilse de,
siyasi konuları ele alış tarzı eleştirilmiştir. Bu eleştiri sadece sol
tandanslı olan çevrelerden değil, MHP gibi ülkücü geleneğe sahip olan
partilerden de gelmiştir. Kahramanmaraş'ta 1978 yılında meydana gelen olaylar,
Deniz Gezmiş’in idam sahnesinde sansürlenerek verilen son konuşması ve 23 Eylül
1969'da polis tarafından arkadan kurşunlanarak öldürülen ODTÜ öğrencisi Taylan
Özgür'ün vurulma anı...
Darağacında üç fidan...
2-9 Mayıs 2008’de yayınlanan bölümlerde, 1978’te
Kahramanmaraş’ta gerçekleşen olaylar anlatılmıştır. Ancak olayların ele alınış
biçimine dönemin MHP Merkez İlçe Başkanı Ömer Özkan, Kahramanmaraş olaylarının
“katliam” olarak sunulmasına tepki göstermiştir.
Diğer önemli eleştiri ise; dönemin siyasi
figürlerini de ele alan dizinin, siyasi
kimliği ve savunduğu ideoloji açıkça belli olan Deniz Gezmiş’in -asılmasına da
neden olan- siyasi görüşlerini dile getirdiği son konuşmasının “eksik”
verilmesidir.
"Yaşasın
tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt
halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun emperyalizm!"
Bunlar, Deniz
Gezmiş’in idam edilmeden önceki son sözleri. Dizide, Deniz ve
arkadaşlarının idam sahnesi etkileyici ve son derece duygusaldı. Ancak
Türkiye’nin bilinen kalıpları nedeni ile bu sözler tamamıyla verilememiştir.
Bianet'te bu sahne ile ilgili yapılan haberde, dizinin senaristlerinden
Nilgün
Öneş'in "Gezmiş'in sözlerinin senaryoda olduğu gibi yer aldığını, değişikliğin
büyük bir ihtimalle dublaj sırasında yapılmıştır." dediği aktarılmıştır.
Ek olarak, bana göre dizideki Deniz Gezmiş sahneler,i Deniz Gezmiş'in bir pop ikonu noktasına gelmesini ön ayak olmuştur. Çünkü fikrimce dizideki olaylar, bir takım kötü
insanların bir takım başka insanlara bir sebepten işkence yapması şeklinde,
polisiye hikaye atmosferinde yansıtıldığı için Deniz Gezmiş bu hikayenin kahramanı haline gelmiştir. Dizide asıl anlatılmak istenen
aşk üçgeni hikayesi olduğu için, siyasi olayların ve kişiliklerin
nedensellikleri ve dönemin siyasi ortamı ile bağının yansıtılamadığını düşünüyorum.
Taylan Özgür’ün vurulma anı ise, dizideki aşk
üçgenine hizmet için kullanıldığı ve gerçekçi yansıtılmadığı için
eleştirilmiştir. Dizinin yapımcısı Tomris Giritlioğlu'nun
Radikal gazetesinde yer alan bir haberde yaptığı şu açıklama: "
O sahne tamamen Taylan Özgür'e saygıyla
yapılan, katledilişini kınayan bir sahnedir. Bir sonraki bölümde Necmettin
Giritlioğlu'nun öldürülüşünü yapacağız, kendisi kayınbiraderim. Orada da
olanları yüzde 100 gösteremem, süre yetmez. Olayları kahramanlarımızla
ilişkilendirerek veriyoruz ama evet, 'Hatırla Sevgili' bir aşk dizisi, belgesel
değil." neden böyle yapıldığını özetliyor sanırım.
Dizideki 1 Mayıs sahnesi.
Sonuç olarak, televizyon ekranları, politik konuları
işlemede, sinema kadar özgür bir alana sahip değil. Hatırla Sevgili dizisinde anlatılan olaylara pek çoğumuzun yaşı
yetmese de, dizi yayınlandığı dönemde, dizinin takipçileri arasında o yılları
yaşayan, bilen hatta olayların içinde yer almış birçok insan vardı. O yüzden
izleyiciden diziye olumlu ya da olumsuz birçok eleştirisi olması
kaçınılmazdı.
12 Eylül darbesi ile final yapan dizi, darbeler ve
öğrenci hareketleri ile dolu bir dönemi ekrana yansıtması açısından önemlidir.
Siyasi tarihimizle bağı aksak olan pek çok genç; Adnan Menderes’in idamından,
siyasi cinayetlerden katliamlardan ve döneme damgasını vuran siyasi
kişiliklerden belki de ilk kez dizi sayesinde haberdar olmuştur. Hatırla Sevgili gibi dönem dizileri, genellikle dönemi fona almış
ve merkeze aşkı oturtmuştur. Bu tarz dizilerde, devrimci /ülkücü gençlerin
içerisinde oldukları mücadeleyi seçme nedenleri üzerinde durulmadığını düşünüyorum.
Solcudurlar, ülkücüdürler... Söz konusu hikâyelerde ideolojilerinin nedenleri
belirgin değildir. Benim fikrime göre dönem dizilerinde, genellikle klişe bir
devrimci/ülkücü tipi yaratılmış ve popüler Türkiye dizilerinin bildik kalıpları
bu kez onların etrafında kurgulanmıştır. Türkiye'deki dönem dizilerinin, seyirciye; muhalefet
duygusunu, toplumdaki muhalif dinamikleri hatırlatan, onu harekete geçiren,
mücadeleye çağıran ve eleştirdiği şeyin değişmesi, değiştirilmesi gerektiğini
savunan bir yapıda olmadıklarını düşünüyorum. Olmalı mı?
bu da tartışılabilir. Sadece; uzak bir geçmiş fon alındığından, bence izleyicide
nostaljik ve romantik duygular harekete geçirmiştir. Dizideki siyasi olaylar, sanki
kendi siyasi geçmişimiz değil de birilerinden geride kalan birer “hatıra”dır. Sanırım dizinin tarihi bağlamı eksik kaldığı için, dönemin siyasi aktörleri duygusal
vedaları ile Yasemin ve Ahmet ise aşklarıyla 1960lar’dan akıllarda kalmıştır.