Bu
kayıp çok üzücü olsa da, Sema-Sefer ayrılığının sonunu getiren olay olacaktı
bir şekilde. Öncelikle yine bir unutkanlık nöbeti sonrası Sefer’i tanımadan
vurmaya çalışan Sema’yı Mete için teselli eden Sefer’in davranışlarının normale
dönmesine, sonrasında da eline Mete’nin bilgisayarı geçen Dafne’nin vicdanlı
davranarak Sefer’e her şeyi anlatmasına sebep olacaktı rahmetli Mete.
"Senin bi' suçun yok."
"Hayat kısa, insanlar ölüyor."
"İnşallah mutlu olursun Sefer. Yeni yılın kutlu olsun."
Fakat
yine de yeni yıl için geri sayım yaptığımız son sahnelere kadar beklememiz
gerekecekti. Video çekme işinde giderek profesyonelleşen Sema Sefer’e yeni yıl
mesajı videosunda “Seni çok seviyorum." derken gözyaşlarına boğulurken, Sefer yine
bir rakı sofrasında “Bence sevilmek daha güzel la.” diyen Zülfikâr’a “Tatmadık ki
aga.” diye karşılık vermişti.
İtiraf
etmeliyim ki, Sefer’in Kırışmış alışverişi sonrası evine bıraktığı Dafne’nin arabadaki
sözlerinin gidişatı beni oldukça korkutmuş, “Bu da mı gol değil be?” hissiyle,
sonunda oh be diyeceğimiz repliğe gelene kadar bir süre daha kıvranacağımızı
düşündürerek oldukça üzmüştü. Neyse ki bizim gibi Dafne de olmayacağı bariz
ortada olan bir şeyin ihtimalsizliğini kabul etmiş, bir miktar Sefer’in ağzını
aradıktan sonra da haftalardır düğümlenen hikâyenin çözüm bölümünü başlatmıştı
nihayet.
"Ulan Sema!"
"Ulan Sema!"
Sefer
öğrendikleriyle hem üzgün, hem rahatlamış, hem kızgındı. Bir “Ulan Sema!”
cümlesi böylesi duygularla, ancak bu kadar güzel söylenebilirdi üstelik.
Yeni yılda asıl yerlerini bulacak yüzükler
Hem
Sefer hem Sema 2016’ya yalnız ve mutsuz girmişlerdi ama artık umut vardı.
Galiba
haftalardır hasret kaldığımız Sefer - Sema tema müziğini yakında duyacaktık, hem
de mutlu sahnelere fon olarak.